27 Aralık 2017 Çarşamba

SADECE BİR IŞIK

“ Kendini iyi hissettiğin yerlere git” dedi bilge adam.

Aklaşmış saçlarına ve sakalına, yüzünde yerleşmeye başlamış kırışıklara bakıldığında dudaklarından dökülen, basit bir öneriydi. Ancak gözlerine dikkatli bakarsanız görebilirdiniz o anlamlı derinliği… Yakınlaştıkça insanı içine çeken bir kuyu misali, merak ile korku bir arada, gözü kapalı dalmak isterdiniz içine. Hele ki kendinizi bir yerlerde kaybetmiş, unutmuşsanız…

14 Aralık 2017 Perşembe

ALAYCI HAYAT

Değişik bir yağmurdu sokakları ısrarla ıslatan. Habersiz gelişine rağmen sevindiren bir misafire kapıyı aralar gibi kalbimizi açar olduk gökten yağan suya.

Vakit gece yarısını geçeli çok olmuş, yağmur taneleri seyrelirken etrafa çöken sessizliği bir kuşun ötüşü bozuyor. Alaycı bir kuş…

9 Aralık 2017 Cumartesi

SİSTEM HATASI


“Sinir sistemi bozulmuş bu kızcağızın.”

Gözlüklü, orta yaşlı kadın, anaç koruyuculuğunu içine yedirdiği -aslında benim öyle sandığım- bilgiçlik ve olgunlukla, bir nevi savunma tarzında söylemişti bunu. O zamanlar beni anladığını düşünmüştüm hep. Anladığı için de arkamda duracağını, yıllarca aradığım kadınsal destek ve sevgiyle beni sarıp sarmalayacağını. Kazın ayağı öyle değildi tabi. Değilmiş…

25 Kasım 2017 Cumartesi

EVLİLİK AŞKI ÖLDÜRÜR MÜ?

Ey aşk! Önünde imparatorluklar bile eğilir…
Sanki yüreğini göğsüne emanet koymuşlar, birazdan da onu oradan sorgusuz sualsiz alacaklar… Bir şeyler bitecek, elinden akıp gidiverecek. Yine de vazgeçmeden, tüm ağırlığınla asıldığın, peşini bırakamadığın, artık bir parçanı teslim ettiğin kalleş bir duygu o…

6 Kasım 2017 Pazartesi

OYUN

İşler hiç bitecek gibi değil, hayat bitecek gibi. Şehir uyudu gibi geliyor bazen. Bir şeyler sustu ve zaman durdu sanıyorsun. Sonra bir de bakıyorsun uyuyan senmişsin. İnsanlar ölüyor, birileri gidiyor, bir şeyler bitiyorken sen hep ayrı bir yerdeymişsin.

23 Ağustos 2017 Çarşamba

DOMATESLER

Gitgide küçülmekte olan büyük şehirlerde yaşıyoruz. Güneş buralara doğmaya utanıyor.  Yapılandırılmış görüntüsüne rağmen anlamı, adabı yok olmuş bir yerde küçük bir kuşun kanat çırpışına benzemiyor mu bizim çabalarımız? Yoksa tutunabildiğimiz şey, bir kuşun kanat çırpışının dünyayı değiştirebileceğine olan yüce inancımız mı?

8 Ağustos 2017 Salı

OSMANLI KAHVESİ

Harıl harıl Osmanlı kahvesini arıyordu mutfakta. “Bulamazsam zaten hak etmemiştir” diye geçirdi aklından. Ne zamandır kullanamadığı cezveyi çıkarıp tezgâhın üstüne koydu ve kahveyi aramaya devam etti. En üstteki rafları kurcaladı, yok. Baharatlığa baktı, yok. Diğer kahvelerin olduğu yerde de bütün kavanozları tek tek gözden geçirdi.

2 Ağustos 2017 Çarşamba

KADIN

Kıvrım kıvrım kadın…
Büklüm büklüm kadın…
Kapat gözünü ve hisset… Hissini, fikrini, niyetini görebileceğin bir ayna görünümündedir, salına salına gezinirken dünyanda, büyüler enerjisiyle. Ve birlikte hayallerine kavuşabileceğin tek varlıktır belki de.

1 Ağustos 2017 Salı

KIRIK GECE

Vakit gece yarısını geçmiş, şehrin ve duyguların, gökyüzüyle karanlığın derinleştiği saatler gelip çatmıştı. Arayıp bulduğu anda ellerinden kayan huzur yine ona bir oyun oynuyordu. İçi daralıyor, gözlerinden damlalar süzülüyor, aklı uzun uzun düşüncelere dalıyor da yine bir yere varamıyordu. Neden ama neden hep böyle oluyordu?

28 Temmuz 2017 Cuma

BEN SİZDEN DAHA GÜÇLÜYÜM

Son iki gündür hissettiğim sıkıntıyı bireysel olarak yorumlayıp aşmaya çalışmıştım önce. “Ne oluyorsun yine, otur kalk şükret haline!” diye kendime iyice de yüklenmiştim. İçimden bir ses, “İstanbul çok sıkıntılı… İstanbul’un hiç tadı yok. İstanbul çok sıkıntılı…” diyip duruyordu. Aslında böyle bir cümleyi net olarak duyuyor gibiydim desem yalan olmaz.

21 Temmuz 2017 Cuma

DELİ

Delirmenin yazılı hali budur. Ses çıkaramadıklarını kustuğun yer olur bölgen. Kimine kahve falı, muhabbet, sohbet ilaç gibi gelir. Kimi müziğine sığınır, kimi tuvaline döker derdini, diyemediklerini, dese bile söz geçiremediklerini. Benim gibiler de böyle satırlara akıtır bütün biriktirebildiklerini. İnsan kadar nankör olmuyor hiçbiri.

17 Temmuz 2017 Pazartesi

GÖKYÜZÜ NEREDE?

“ Bu saatler olunca bir sıcak çöküyor evladım…”

Yetmişlerinde belki de seksenlerine merdiven dayamış tonton yanaklı bir amca, dertleşecek birilerini bulmuştu yine. Onun gençliğinde ilişkiler daha bir yakın, samimi ve gerçek olurdu. Şimdiki ilişkiler günübirlik, kısa ve çabuk tüketilen, emek verilmemiş cinstendi. Kış ayazında ısıtılmamış, rutubetli odalara benziyordu.

12 Temmuz 2017 Çarşamba

ÇIKMAZ SOKAK

O sokağı boylu boyunca yürümek isterdim. Seni bulduğum ve aynı hızda kaybettiğim sokağı… Sana doğru ve seninle ya da senden gayrı, senden bağımsızca. Köşesinde beklerdim, bir türlü giremezdim. Soğuk terler dökerek uyanırdım kâbuslarımdan. Ya gelirsem ve senin korkulu tarafınla karşılaşırsam diye.

7 Temmuz 2017 Cuma

ESKİ DOST

Anlattıklarında inanılması güç olan vahşet türlerinden biriydi. Dilsiz olduğu için kendini savunamayacak, yardım isteyemeyecek güzel bir kadını sakat bırakmaya benziyordu yapılan. Her şey olup bittikten sonra onun hakkını arasanız ne olur ki? Kaybettiklerini geri verebilir misiniz? O güzelliği yeniden yaratabilir misiniz?

5 Temmuz 2017 Çarşamba

DENİZ HAVASI

Arap saçına döndü hayat. Eli kolu dolu, beli bükülmüş, tırnakları kırılmış kadının. Başı nasıl da ağrıyor. Eteklerine yapışan küçük çocuklar. Hava da zaten çok sıcak. Gönlü daralmış, içi bunalmış… Gitmek ister, kaçmak ister de nereye?

30 Haziran 2017 Cuma

ANNE KÖFTESİ

Anneler köfte yapmaz oldu. Becerikli ve emektar ellerinin kuvvetiyle yoğurmalıydı, sertçe tepsiye vurmalıydı defalarca, elinin lezzeti yemeğe karışmalıydı… Ve olmalıydı yanında patates kızartmasıyla ev yoğurdu...

23 Haziran 2017 Cuma

CİNAYET

Ben hep güzel olduğumu düşünürdüm. Güzel, verimli ve değerli… Etrafımı da güzelleştirdiğimi sanırdım.

22 Haziran 2017 Perşembe

CAHİL

“Dünyayı düzeltemezsin” dedi pişkin pişkin. Hem bilmiş hem de kendinden emin.
“Hadi ya, öyle mi diyorsun?” diye attım bir olta. Bakalım nereye kadar uzanacak.
Tek bir şeyi düzeltsem kârdır.  Kendimi düzelterek başlasam mesela. Kişisel gelişimciler de hep öyle demiyor mu?
ÖNCE SEN DEĞİŞMELİSİN Kİ DÜNYA DEĞİŞSİN. 

19 Haziran 2017 Pazartesi

SOPA

Düüüt düüüt!
Ara sokak yine karıştı. Arabaların birbirine bir işareti, anlaşmanın bir yolu değil bu ses artık. Meydan okuma, üstüne yürüme, gövde gösterisi, şoförlerin ego savaşı.

9 Haziran 2017 Cuma

GRİPİN

Hayat, her yerde hayat. Ağacın gölgesinde, kuşun kanat çırpışında, insanın kalp atışında, güneşin doğuşunda. Dışardan bakarsan, her şey canlı. Biraz yaklaşılınca insanın içini titretir. Bu kadar çok yaşayan ölü görülmemiştir. Sonra bir merak başlar;
Her yerde hayat canlı mı?
Gördüklerimiz gerçek mi?

23 Mayıs 2017 Salı

SOĞUK BİR RÜZGÂR

Kalabalığı bırak, tenhaya gel.
Bir dolu özlem birikmiştir, yüzünü görmeyeli.
Bir adım atsan şimdi, kimselere hesap vermeden. Örtülü bir yalnızlığa sebep olmuştur belki hareketin. Aşamadığın bir gurur, bencillik veya akıl yoksunluğu olmalı. Bu yüzdendir gün yüzüne çıkamamış nefretin ve illetin.

12 Mayıs 2017 Cuma

ODUN

Çoğu zaman ince işler müdürüyüm, etrafımda bir dolu kalın kafalı varken. Onlar ne kadar kalınlaştıysa, doğrudan ve kaba adımlarla yaklaştıysa hayata, ben de o kadar inceldim. İnceldikçe zedelendim belki. Birileri de doğru olanı yapmalıydı çünkü. Birileri de yontmalıydı o sertleşmiş odunları.

25 Nisan 2017 Salı

ANNE

Bildiğin tüm doğruları unutmak istersen; daha öncesinin kimsesizliğine, anlamsızlığına, amaçsızlığına kefilsen; yeni bir sayfa, yeniden bir anda, yeni bir hayata uzanırcasına açmaya, sonuna kadar kendinden açılmaya hazırsan,

Annesin…