Dünyevi hayatın yaşandığı yer tuhaf bir kimyayı barındırıyor. Zıtlıkların
bir arada bulunabilmesi gibi, şaşırtıcı ve zorlayıcı gerçekleri var. ARTI ile
EKSİnin, ZOR ile KOLAYın, KİRLİ ile TEMİZin, İYİ ile KÖTÜnün aynı yerde olması,
Tanrının bir mucizesi olduğu kadar, savaş ile barışı da bir arada kılıyor işte… Bu zorlu sınavda hangi birini çözeceğiz? İyiyi tanıyıp muhafaza etmeyi mi
kötüyle mücadelede etmeyi mi? Gücümüz her birine yeter mi ki…
31 Mart 2014 Pazartesi
29 Mart 2014 Cumartesi
MİLAT
Bozuk düzende dönen üçkâğıtlar bitmez… Yarın da şafak tertemiz bir sabahı
müjdelemeyecek belki. Kirli ellere bizim gücümüz yetmez; ancak ilahi adaletin
gücü her şeye yeter… Onun planları işlerken, bizler elimizdeki piyonu doğru
oynamakla yükümlüyüz. Tek bir hamle kalmış gibi görünebilir. Ama asıl hamle,
bir sabaha karşı geleceğini korumaya çalışan gençlerin en savunmasız hallerine
püskürtülen kin karşısında yapılmıştı. O cesur duruşu bütün dünya hayranlıkla
izledi.
ZULÜM
Bugün, hedeflerimize ulaşmış olmanın sevincini, emeğin karşılığını
almanın rahatlığını; yaşamın keyfini, eğlencenin coşkusunu, aşkın bin bir
halini ve hep özlediğimiz iç huzuru tatmak yerine, neden iki gün içinde daha ne
kadar karman çorman olacağı bilinmeyen hayatımıza saplanmış dikenlerin
üstündeyiz? Birkaç tane hasta adamın yüzünden…
26 Mart 2014 Çarşamba
KIRMIZI KURDELE - MAVİ KİTAP
İyimser olmayı hiç bu kadar istediğimi hatırlamıyorum. Belki de sanata
bir kurtarıcıymışçasına tutunuşum bu yüzdendir. Aslında pek uzun zamandır ona sıkı
sıkı sarılmaya yelteniyormuşum da hep çekip elimden alıyorlarmış gibi… Sanat,
gençlik zamanlarımdan beri bana uzanan şefkatli bir el oluvermiş de haberim
yokmuş. Şimdi anlıyorum ki, öldürülmeye çalışılan her şey İNSANCA…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)