Delirmenin yazılı hali budur. Ses çıkaramadıklarını kustuğun yer olur bölgen.
Kimine kahve falı, muhabbet, sohbet ilaç gibi gelir. Kimi müziğine sığınır,
kimi tuvaline döker derdini, diyemediklerini, dese bile söz geçiremediklerini.
Benim gibiler de böyle satırlara akıtır bütün biriktirebildiklerini. İnsan
kadar nankör olmuyor hiçbiri.
Her mahallenin delisi aynıdır, değişmez. Bir sokağın köşesinde, oradan
her geçişimde, ayakkabılarını çıkarıp kenara koymuş, kendi de kaldırıma oturmuş
bir adam var mesela. Kim bilir kim delirtti? Hayat olmalı bunun suçlusu. Zaten
normal görünen herkese de güvenilir mi?
Delirirsin bu ülkede, her gün kötü haber duymaktan, görmekten, okumaktan.
Düşünmeden yaşayanlardan ya da “düşünmese
daha iyiymiş” diyeceklerinden. Şantiye yerine çevirdikleri oturma
alanımızda nefes alacak bir yer, yürüyecek bir yol bırakmadıklarından
delirirsin. Gündüzü biter gecesi ayrı dert. Gırç gırç gırç, tak tak tak.
Bilseydik hepimiz inşaat mühendisi olurduk…
Yönetici kılıklı karı koca, bahçenin önünde bütün gece sesli sesli
konuşan o gençlere bir sus demez mesela. Gider sessiz sedasız bir zavallının
kapısının önündeki sandalyeye takar kafayı. Karşı binanın çöp kutusu niye orada
duruyormuş da burada durmuyormuş diye şikâyet eder bir yerlere. İşiniz mi yok yahu?
İşe yarar bir şeyle uğraşmaz mısınız hiç?
“Biraz sessiz olur musunuz lütfen” diye kibarca rica ettiğin yaşlı kadının
bir canavar olduğuna inanmak zordur. “Git
müstakil yerde yaşa efendim!” diyiverir de öyle kalakalırsın. Teyzeciğim bu
neyin kafası? Dağdan gelip bağdakini kovan sensin. Yaşlı olan tecrübeli olan
görmüş geçirmiş olması gereken sensin. Biz mi sana öğreteceğiz bazı değerleri? “Rahatsız eden, düşüncesiz ve terbiyesiz
olan sensin, sen git müstakil yerde yaşa” diye bağıramazsın. Susarsın ve delirirsin
haliyle!
“Elektrikçi çağıracaktınız Mustafa
Bey? Ne oldu geldi mi?”
“Heee yok gelmedi”
Aradan kaç gün geçmiş. Bir şeyi tamir ettirememişsiniz. Her gün sabırla
yeniden soruyorsunuz. Cevaplar bir garip.
“Niye gelmedi ki?”
“Bilmem ki işi var herhalde…”
İşi bu değil miydi zaten? Böyle bir iş takip anlayışı olabilir mi? apartmanda
değil de bir şirkette çalışıyor olaydın, o anda kovulmuştun. Gözünü sevdiğim
usta milletinin de iyisini, dürüstünü, sözünde duranını bulan, bilen varsa
haber etsin ne olur. Türk aklıyla hiç bir iş yürümüyor bazen…
Yazık ülkeme, insanıma, hayatıma, geleceğime yazık… Diye diye delirirsin.
Düşünürsün delirirsin. Düşünmezsin delirirsin. Düşünürsün dışlanırsın. Yine
delirirsin.
“Hadi hadi hep iyi yanından bakalım” diyen kişisel gelişim yöntemlerinin
dikişi birkaç haftada sökülür. İyi tarafından sıkıca tutmak gerektiğine ben de
inanıyorum. Ama ülkemde hiçbir şey güllük gülistanlık değil ve bununla baş
etmek bazen çok zor oluyor…
Mahallenin delisi, sosyal medyanın delisinden iyidir yine. Cem Yılmaz’ a
bile sosyal medya hesaplarını kapattırdılar. Yüzüne söyleyemeyecekleri şeyleri
oraya yazıverirler. İyice kimliksiz, kişiliksiz olduk. İyice düştü kalite. Yol
da yapsan baraj da yapsan cennet de inşa etsen, orada aklıselim insan yoksa
cehenneme dönecek bunu bilesin.
Varsın deli desinler. Sen doğru bildiğin bir şey varsa yap yine. Nasılsa
herkes delirmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder