21 Temmuz 2017 Cuma

DELİ

Delirmenin yazılı hali budur. Ses çıkaramadıklarını kustuğun yer olur bölgen. Kimine kahve falı, muhabbet, sohbet ilaç gibi gelir. Kimi müziğine sığınır, kimi tuvaline döker derdini, diyemediklerini, dese bile söz geçiremediklerini. Benim gibiler de böyle satırlara akıtır bütün biriktirebildiklerini. İnsan kadar nankör olmuyor hiçbiri.

Her mahallenin delisi aynıdır, değişmez. Bir sokağın köşesinde, oradan her geçişimde, ayakkabılarını çıkarıp kenara koymuş, kendi de kaldırıma oturmuş bir adam var mesela. Kim bilir kim delirtti? Hayat olmalı bunun suçlusu. Zaten normal görünen herkese de güvenilir mi?
Delirirsin bu ülkede, her gün kötü haber duymaktan, görmekten, okumaktan. Düşünmeden yaşayanlardan ya da “düşünmese daha iyiymiş” diyeceklerinden. Şantiye yerine çevirdikleri oturma alanımızda nefes alacak bir yer, yürüyecek bir yol bırakmadıklarından delirirsin. Gündüzü biter gecesi ayrı dert. Gırç gırç gırç, tak tak tak. Bilseydik hepimiz inşaat mühendisi olurduk…
Yönetici kılıklı karı koca, bahçenin önünde bütün gece sesli sesli konuşan o gençlere bir sus demez mesela. Gider sessiz sedasız bir zavallının kapısının önündeki sandalyeye takar kafayı. Karşı binanın çöp kutusu niye orada duruyormuş da burada durmuyormuş diye şikâyet eder bir yerlere. İşiniz mi yok yahu? İşe yarar bir şeyle uğraşmaz mısınız hiç?
“Biraz sessiz olur musunuz lütfen” diye kibarca rica ettiğin yaşlı kadının bir canavar olduğuna inanmak zordur. “Git müstakil yerde yaşa efendim!” diyiverir de öyle kalakalırsın. Teyzeciğim bu neyin kafası? Dağdan gelip bağdakini kovan sensin. Yaşlı olan tecrübeli olan görmüş geçirmiş olması gereken sensin. Biz mi sana öğreteceğiz bazı değerleri? “Rahatsız eden, düşüncesiz ve terbiyesiz olan sensin, sen git müstakil yerde yaşa” diye bağıramazsın. Susarsın ve delirirsin haliyle!
“Elektrikçi çağıracaktınız Mustafa Bey? Ne oldu geldi mi?”
“Heee yok gelmedi”
Aradan kaç gün geçmiş. Bir şeyi tamir ettirememişsiniz. Her gün sabırla yeniden soruyorsunuz. Cevaplar bir garip.
“Niye gelmedi ki?”
“Bilmem ki işi var herhalde…”
İşi bu değil miydi zaten? Böyle bir iş takip anlayışı olabilir mi? apartmanda değil de bir şirkette çalışıyor olaydın, o anda kovulmuştun. Gözünü sevdiğim usta milletinin de iyisini, dürüstünü, sözünde duranını bulan, bilen varsa haber etsin ne olur. Türk aklıyla hiç bir iş yürümüyor bazen…
Yazık ülkeme, insanıma, hayatıma, geleceğime yazık… Diye diye delirirsin. Düşünürsün delirirsin. Düşünmezsin delirirsin. Düşünürsün dışlanırsın. Yine delirirsin.
“Hadi hadi hep iyi yanından bakalım” diyen kişisel gelişim yöntemlerinin dikişi birkaç haftada sökülür. İyi tarafından sıkıca tutmak gerektiğine ben de inanıyorum. Ama ülkemde hiçbir şey güllük gülistanlık değil ve bununla baş etmek bazen çok zor oluyor…
Mahallenin delisi, sosyal medyanın delisinden iyidir yine. Cem Yılmaz’ a bile sosyal medya hesaplarını kapattırdılar. Yüzüne söyleyemeyecekleri şeyleri oraya yazıverirler. İyice kimliksiz, kişiliksiz olduk. İyice düştü kalite. Yol da yapsan baraj da yapsan cennet de inşa etsen, orada aklıselim insan yoksa cehenneme dönecek bunu bilesin.
Varsın deli desinler. Sen doğru bildiğin bir şey varsa yap yine. Nasılsa herkes delirmiş. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder