29 Mart 2012 Perşembe

CANLI YAYIN


Yayınımız banttan değil, canlı… Hayatın tam içinden, tam ortasından bizlere doğru, her birimize ayrı ayrı ve aynı anda hepimize doğru… Taze, net ve somut… Bir an bile durmadan akış sürüyor. Onunla birlikte sürüklenmenin, sürünmenin ya da onu sürmenin seçimi bize ait… Yayını duyabiliyor musunuz?

28 Mart 2012 Çarşamba

BAŞKA İSTANBUL YOK!

“Ben dizi izlemiyorum, sadece belgesel izliyorum” diyen yalancılardan değilim. Ama bazen gerçekten de belgesel açmak akla, fikre, sinire, asaba iyi geliyor.  BBC kanalını izleyenler de kalitesini, seçiciliğini ve özenli yayınlara yer verdiğini bilirler.

26 Mart 2012 Pazartesi

GECE KUŞLARINA ÖZEL

Uyku, henüz bilimin bile her noktasını çözümleyemediği belirsizliklerden birisi… Hepimiz için önemli… Uyumuyorum diyen var mı? Gece ile gündüzleri ayırması ise, en büyük işlevlerinden biri bence… Uykularımızın şekli şemaili, niteliği ve süresi de tabi ki çok göreceli…

24 Mart 2012 Cumartesi

FACEBOOK’DA DOĞAN AŞK…

Aşkın nerede ve kiminle doğacağı belli olur mu hiç… Tanışmak bir tesadüf, bulunulan yer şans eseri, kadınla erkeğin arasında oluşan ışık eşsiz bir olay… İsimlerini vermeyeceğim ama yakından tanıdığım o iki kişi, aşktan nasibini alanlardandı… Aşklarının doğuşu basit, gelişimi şaşırtıcı derecede özenliydi…

23 Mart 2012 Cuma

NE UZAMAK NE KISALMAK

En özel şeyler bile zamanla sıradanlaşabilir. Bir zaman önce Kafdağı’nın arkasında zannettiğimiz, ulaşılmaz olarak gördüğümüz bir şey, bir zaman sonra, yani ona yaklaşıp ona sahip olabildikçe küçülmeye başlar ne yazık ki… Doğal kanun budur. Ama sahip olmak demek ayakların altına alıp çiğnemek demek değildir asla…

20 Mart 2012 Salı

İYİ BİR İNSAN

Günlük hayatta günlük işler için bir araya geldiğimiz insanlar vardır hani… Tanıdığımız ya da tanımadığımız, sevdiğimiz ya da sevmediğimiz insanlar. Bazı mecburiyetlerle yan yana gelir, ortaklaşa iş bittikten sonra ayrılır ve bir daha birbirimizi görmeyiz… Gerektiği kadar ve sahte bir saygı, belli limitlerde çıkar, pek de fazla olmayan muhabbet içeren iş ilişkisi bittiğinde yalandan el sıkışılır ve herkes yoluna gider. Bu insanlar unutulur gider. Bazıları hariç…

16 Mart 2012 Cuma

KAHVE FİNCANLARI KAN AĞLIYOR

Sanal iletişimi eleştirdiğim yazıyı yayınladığımdan beri, değişiklikler oldu. Cep telefonum daha sık çalmaya başladı… Yüz yüze görüşmek isteyenler çoğaldı. Belki de görüşmeyi zaten istiyorlardı ama farkında değillerdi. Bazıları da gerçek görüşmenin önemli olduğunu pek düşünmemişlerdi, bir uykudan uyanışa geçtiler. Hiç fark etmez, sonuç mutluluk verici…

15 Mart 2012 Perşembe

GÜLSE DÜNYA

Her birimize tek tek dikkat edecek olursak, tüm farklılıkların yanında açık ara öne çıkan ortak bir noktamız olduğunu görürüz. Ortak bir ihtiyacımız var. Her türlü temel ihtiyacı karşılamaktan ve belki de yaşamaktan bile daha önemli bir ihtiyacımız var. Göz ardı edilse de, ertelense de, zaman zaman ayıplansa da, hatta vazgeçildiği durumlarda bile, belki de en önemli ihtiyacımız olmayı sürdürüyor… Gülmek…

14 Mart 2012 Çarşamba

SANAL İLETİŞİME KARŞI YÜZ YÜZE İLETİŞİM

Teknoloji ne için kullanılır? Hangi amaçla kullanılmalıdır? Bir dozu, bir sınırı, bir nihayeti olmalı mıdır? Tüm bunlar başlı başına bir tez konusu… Teknolojinin esiri olmak da ayrıca bir uzmanlık alanı… Teknolojiye yenik düşmüş durumdayız… Onun esiriyiz… Başka derdimiz, çözülecek problemlerimiz yokmuş gibi, bir de onun bağımlısıyız artık…

11 Mart 2012 Pazar

BEYAZ GÜVERCİN

Eksiklik yok… Kusur yok… Hata yok… Ayıp yok… Sınır yok… Özür yok… Engel yok… Gerilik yok… Kibir yok… Üstünlük yok…

8 Mart 2012 Perşembe

KADIN İSTERSE...

“Ağlamak yok” dedi. Daha fazla gözyaşı sarf etmek nafileydi… Vaktinden daha uzun, renginden daha kara geceler artık yeterdi… Kendisi el atmazsa bu sıkıntı yumağına, kimseden fayda yoktu… En çok kendisinden fayda vardı… Bunu öğrenmek için bile yılları harcamak gerekmişti. Ve bunu sadece bir kadın yapabilirdi...

7 Mart 2012 Çarşamba

YIĞINLAR...

Bir şey silindiyse boşuna değildir. Ve birisi gittiyse… Bir şey sona erdiyse… Final, jübile, son, ölüm… Adına ne denirse densin. Ne şekilde cereyan ederse etsin… Zamanı gelmiş demek ki… Yeni bir başlangıcın…

4 Mart 2012 Pazar

BÜYÜK KÖRLÜK

Okumuş ama cahil kalmışlık… Belki de en büyük savaşımız bunun üzerinden yürüyor. Sonlanamayacak, ateşkese ermeyecek bir savaş bu… Ne yazık ki… İnsanlık, arkadaşlık, meslektaşlık ve pek çok güzel olgu da bu savaşın içinde yok olmaya mahkûm. Beni en çok üzeni de bir zamanlar tanıdığım ya da tanıdığımı sandığım bazı şahısların da bu kör kalmışlıktan nasiplerini almaları oluyor…

3 Mart 2012 Cumartesi

SPOR SALONUMUZA ATEŞ DÜŞTÜ

Haftanın son iş günü… Spor salonuna doğru gidiyorum. Üzerimde miskinlikten eser yok, canlıyım. Kaçmak ya da kaytarmak gibi bir niyetim de yok. Yürüyorum ama kafamda bin bir düşünce… Yarınlar için endişeler, sorular, çıkmazlar. Beynim yorgun, ruhum bitkin… Sanıyormuşum ama öyle değilmiş… Nereden bilebilirdim ki…

1 Mart 2012 Perşembe

GÖZYAŞI SAHİBİNİNDİR

Bir an nefes alamadığını zannedersin… Ölmüş olma ihtimalin ciddi ciddi düşündürmeye başlar… Boğazını yoklarsın, damarlarını… Nefes alıp almadığından emin değilsindir. Ve merak edersin acaba dışarıda bir yerlerde bir hayat devam etmekte midir? Birileri yaşamakta mıdır? Ayırt edemezsin kim ölü, kim sağ…