31 Aralık 2011 Cumartesi

HAPPY NEW YEAR!

Kırmızı iç çamaşırı giymek, kapıda nar patlatmak, eskide bırakacaklarına karar verip yeni yılda yapacaklarına ilişkin listeler hazırlamak, ağaç süsleyip altına hediyeler dizmek, 10’dan geriye doğru sayarak o anı yakalamak, gece 24.00’te ne yapıyorsan tüm yılın aynı şekilde geçeceğine inanmak… Tüm bunları yaparken tek bir isteğimiz var aslında… Mutlu olmak… Yeni yılda eski yıldan daha mutlu olmak…

29 Aralık 2011 Perşembe

ZAM MI? TASARRUF MU? KÜÇÜLMEK Mİ?

Elektriğe yüzde ona yakın zam yapıldığında yazmaktı niyetim… Bir de baktım ki günler, haftalar geçti. Elektriğe zam yapıldı. Her olumsuz haberin arkasından olduğu gibi, önce kıyametler koparıldı. İsyanlar ve eleştiriler sıralandı. Günlerce konuşuldu, düşünüldü, gündemden düşmedi. Sonra ne oldu? Tabi ki unutuldu ve alışıldı… Her kötü haberin arkasından olduğu gibi…

19 Aralık 2011 Pazartesi

BÜYÜMEK

Eskiden saatlerce hatta günlerce ağladığın bir şeye artık ağlamamaktır büyümek… Çizgini ve sınırlarını belirleyerek, kimsenin ve hiç bir şeyin içeriye sızmasına izin vermemektir. İşine gelmediği için bir şeylerden dolayı ve bir şekilde suçlarken seni herkes, dik ve kendinden emin durabilmektedir işin sırrı… “Artık büyüdüm ve bir çocuk gibi ağlatamazsınız beni”  diyebilmek veya bu mesajı verebilmektir büyümek…

16 Aralık 2011 Cuma

KISA VE ÖZ

Bir an olur bir şey uyandırıverir insanı, zaten çok da derin olmayan uykusundan…
Az önce öyle oldu işte bana… Ne kadar ayık olduğumu zannetsem de, zaman geçiyordu işte…

14 Aralık 2011 Çarşamba

ÇİKOLATA İLE AŞK

Kendimizi bildik bileli söylenen şeydir bu… Aşk ile çikolatanın aynı şey olduğu… Ya da aynı duyguları hissettirdiği… Dün yine birileri sayfasına yazmıştı bunun gibi bir şeyler. Ama artık dayanamıyorum ve buna itiraz ediyorum. İkisi aynı şey değildir, hiçbir zaman aynı şey olmamıştır ve olmayacaktır!

10 Aralık 2011 Cumartesi

KİM KAZANDI?

Eski bir tanıdıkla karşılaştık bugün. Aslına bakarsanız, tanıdık bile sayılmaz. Ortak bir alanı, bazı zorunluluklardan dolayı paylaşmak durumunda olduğum birisiydi. Hala da öyle… Ah bu zorunluluklar yok mu? Kimleri kimlerle karşı karşıya getiriyor. Kimi zaman susmak zorunda kalınıyor karşılıklı. Söylenecek söz olmadığından dolayı. Kimi zaman da avaz avaz bağırmak geliyor içimizden. Bağırıyoruz da… Seslerin nereye varacağını düşünmeden… Bağırıyoruz sebepli ama faydasızca…

5 Aralık 2011 Pazartesi

AH BİZ KADINLAR...!

Beş büyük şehirden bir tanesinde, isim yapmış restaurantlardan birindeyiz. Mekânın ve müşteri kitlesinin kalitesine ve düzeyli görüntüsüne diyecek bir söz yok. Sunum güzel, sunanlar kibar. Lezzetler oldukça yerinde. Ortam sakin ve dingin. Derken içeriye giren bir grup kadının canlı ve değişken hareketleriyle ortamın enerjisi birden bire değişiveriyor…

3 Aralık 2011 Cumartesi

DÜRÜSTLÜK YİNE KAZANDI

Kötü hissediyordum kendimi… Bir yandan konuşuyor yorumlar yapıyor diğer yandan da içimdeki sıkıntının artışına hayıflanıyordum… Neden böyle oluyordu? Konuştukça hislerim benden yana olmayacaksa susmalıydım. Ama susamıyordum da… Kelimeler ağzımdan birer birer dökülerek serbest kalıyordu… Engel olamıyordum. Hem tarif edemediğim bir rahatlama hem de anlamlandıramadığım bir rahatsızlık duyuyordum. Aynı anda ve aynı durum için…