28 Nisan 2011 Perşembe

SAKLANMAYIN

Mevsimlerin de kendilerini bir türlü oturtamadığı zamanlardayız. Geç kalmış ilkbahar günleri, kışın soğukluğunun ve grileşmiş perdelerinin arkasına mı saklanıyor yoksa? “Gelsem mi gelmesem mi” diye bazen güneşin sıcaklığını yansıtarak göz kırpıyor, derken tekrar kışa geri dönüş başlıyor.

26 Nisan 2011 Salı

BÜYÜK ADIM

Yollar uzanır önümüzde çeşit çeşit… Uzunlu kısalı, çetrefilli ya da düz, sonu belli ya da belirsiz. Hangisine sapacağımız tamamen bize bağlıdır.
Zor olan ilk adımı atmaktır. Korku ve bilinmezlik vardır içinde… Sessizlik ve beklenti vardır. Her şeye rağmen, ilk adım en büyük adımdır.

HAYAT SIKICI GELİYORSA...

Hayat sıkıcı gelmeye başladıysa bugünlerde,
İçinizde sert bir yumru büyüyerek kalbinizi sıkıştırıyorsa,
Yaptıklarınız zevk vermiyor, yapacaklarınız heyecanlandırmıyorsa,
Dünyanın bütün yükü omuzlarınıza binmiş gibi hissettiriyorsa,
Sorunlar gözünüzde büyüyerek çaresi yokmuş ya da uzaklardaymış gibi geliyorsa,
Gözünüzde her şey kötü, her şey imkânsızsa artık,

25 Nisan 2011 Pazartesi

YENİ HAYAT

Baharlar yakında. Takvimlerin mevsimlere göre gösterdikleri değil ama. İnsanın kendi adına yaratmaktan mutluluk sarhoşu olduğu hayata dair baharlar. Çoktan hak ettiğine inandıklarını, daha fazla geç kalmadan sahiplenmeyi içeren bir bakış açısının yarattığı mevsim bu. Yaklaşmakta olan. İlk başta çok uzak görünüp de yakınlaştıkça gerçek olan. Gerçek oldukça mutlu eden. Mutlu ettikçe tutunacak ne çok dal olduğunu fark ettiren baharlar. Kalbe doğan baharlar…

SPOR SALONUNDA BÜYÜLEYİCİ PARTİ

Spor kulübümüz, bize yaşadığımızı hissettiren yer. Daha kapısından içeri girer girmez, kendimizi değerli ve özel hissetmeye başladığımız mekân. Kalitenin ve içtenlikle sunulan hizmetin birleştiği, bizi kendimizle buluşturan ve bize özen gösteren, canlı, yaşayan bir yer… Başladığımız noktaya bir daha geri dönmediğiniz, hep daha ileriye gidebildiğimiz yer. Belki de ikinci evimiz…

SEVDİĞİNİN ADINI DUYUNCA

Birkaç haftadan beri cuma geceleri Fazla Mesai’ye takılıyor gözüm. Oturup baştan sona izlemiyorum ama bir kulağım Geveze ile Bay J’nin esprili ve hayat dolu konuşmalarında oluyor. Aslında haftanın yorgunluğunu ve bıraktığı stresi atmaya bire bir bu programı izlemek. Konuklar ve yapılan doğaçlamalar da keyifli. Kafayı dağıtıp kahkahalara boğulmaya neden olduğunu da kabul etmek gerek. Belki de Bay J’nin konuşmalarını yıllardan beri biraz “sulu” bulduğum içindir ki, bu programa da başlarda önyargı ile yaklaşıyordum. Sonra bir şans vermeye karar verdim ve yarı yarıya takip etmeye başladım. Ama dediğim gibi, pür dikkat izlemiyorum yine de.

22 Nisan 2011 Cuma

CENNETTE BİR HAFTASONU

Dağ havası kime iyi gelmez ki. Neye iyi gelmez ki… İstanbul’un karmaşasından uzaklaşıp doğanın kucağına kendini bırakma lüksü bile yeter. Eşimin çalıştığı şirketin yetkilileri bize böyle bir hafta sonu kaçamağı fırsatı sundu. Tüm şirket çalışanları ve onların ailelerini kapsayan büyük bir grup olarak, kış sezonunu kapatmak üzere Uludağ’a gittik.