“Dünyayı düzeltemezsin” dedi
pişkin pişkin. Hem bilmiş hem de kendinden emin.
“Hadi ya, öyle mi diyorsun?” diye
attım bir olta. Bakalım nereye kadar
uzanacak.
Tek bir şeyi düzeltsem kârdır. Kendimi düzelterek başlasam mesela.
Kişisel gelişimciler de hep öyle demiyor mu?
ÖNCE SEN DEĞİŞMELİSİN Kİ DÜNYA DEĞİŞSİN.
ÖNCE SEN DEĞİŞMELİSİN Kİ DÜNYA DEĞİŞSİN.
“Böyle gelmiş böyle gider,
boşveeeer”
Boş mu vereyim? Niye yaşıyorum ki o zaman? Yeni bir çivi bile
çakamayacaksam; bir fikir üretemeyeceksem, bir dikili ağacım olmayacaksa, bir
hayatı kurtaramayacaksam, bir yarayı hafifletemeyeceksem, NİYE YAŞIYORUM?
“Hacı, doktor musun sen? Neyin
peşindesin?”
“İznin olursa, doğru bir şeyler
yapmanın. İşe yarar olmanın. Sıfatıma layık olmanın. İNSAN olmanın. İnsan gibi yaşamanın.”
“Bu kadar düşünme, bak çok yaşamazsın
sen bu kafayla…”
Olabilir. Yaşadığım bana yeter. İyi yaşadıysam, ne mutlu. Ot gibi kalacak
olsaydım, ot olurdum zaten. Koyun gibi me’leyecek olsam, koyun olarak doğardım.
İnsan doğmuşum. Bir beynim, bir kalbim var. Onları kullanmam gerekmez mi?
Adam döndü diğerlerine, hiç de ihtiyacı olmayan bir destek arar gibi
geldi bana. Yüzü hafiften ekşimiş, dudağı bükülmüştü. Ama çok geçmeden anladım
ki birlikte alay edecekler benimle.
“Abi çok okuyunca böyle oluyor
işte, arızaya bağlıyorlar”
Hep birlikte kahkahayı bastılar. Cahile laf anlatmak, deveye hendek
atlatmaktan zor. Kime neyi anlatıyorsun ki… Git duvara konuş daha iyi.
Cahil hiç susmaz. Düşünmez. Sormaz. Sen de en az onun kadar konuşacaksın.
Düşündüğünü düşündürtmeye çalışacaksın. Bir soru işareti yaratsan kafasında,
yeter de artar.
Sen soracaksın, hiç durmadan. Tekrar ve farklı şekillerde soracaksın. Yılmayacaksın.
Sen sordukça, o kısır cevaplarını geliştirmeyi öğrenecek. Kıt düşüncelerini
bollaştırmayı öğrenecek. Her şeyin kafasının içindeki gibi olmadığını
öğrenecek! (Ya da seni delirtecek sonunda, bilmiyorum…)
En kötüsü kendini bilmemek; bilmediğini kabul etmemek. Dünyayı dar görmek
ve bu görüş açısıyla yanındakilere hayatı dar etmek.
Onlar yeni birer çay söyleyerek günlük muhabbetlerine geri döndüler. Şarkıcı
adam eşinden boşanmış, yeni bir hatun bulmuş… Mesela bunu konuşsam yaranırdım
millete. O çaylar kuru kuru gitmez, biraz dedikodu lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder