29 Kasım 2012 Perşembe

ÖLDÜĞÜN GÜN YAKLAŞMAKTAYKEN…


Aramızdan ayrılışının sekizinci yılındayız. Seni kaybettikten sonraki ilk günlerde, sabahları uyanmak istemediğimi hatırlıyorum. Sonra gün be gün sensizliğe alışmaya başladığımı… Hayatın devam ettiğini ama eskisi gibi olmadığını… Bu sekiz yıl içinde seninle ilgili duygularımın inişli çıkışlı olduğuna kanaat getirirken, aslında senin boşluğunu romatizma ağrılarına benzettiğimi fark ediyorum. Normal günlerde belirti vermeyen ama nemli havalarda sızlamaya başlayan yanımsın sanki. Şimdi gözlerim nemli… Kasım ayı geldi…

19 Kasım 2012 Pazartesi

TÜYAP’A NEDEN GİTMELİ?


Nasıl ki bir insan ya da herhangi bir canlı, göründüğünden fazlası olabiliyorsa; bir kitap ya da onun gibi cansız nesne olarak tanımladığımız herhangi bir şey de, göründüğünün ötesinde büyüklüğe, enerjiye ve anlama sahip olabilir. Bunu fark etmek için, maddenin ötesinde görebilmek gerekir. Ve zamanın ötesinde… Ve görünenin ötesinde…

18 Kasım 2012 Pazar

TÜYAP 31. İSTANBUL KİTAP FUARI


KİTAP SEVENLERİ VE BENİ SEVENLERİ BEKLİYORUZ...








14 Kasım 2012 Çarşamba

TEŞEKKÜR GELENEKSELLEŞİR Mİ?


Benim için yapılan iyiyi de kötüyü de unutmam, belki de burcum gereği… Bir de eksik bırakılanı… Bile bile ve göre göre eksik olanı ve bırakanı… Eksiklik, eksi puandır; matematiksel yaklaşımlar buna işaret eder. Duygu ile mantığı terazinin iki tarafına çıkardığınızda, terazi bile isyan edebilir. Çok büyük kargaşadır, o tartma işinin yapılması sonucunda ortaya çıkanlar… Ölçmelere biçmelere, tartılara, kıyaslara sığmaz bazı konular…

12 Kasım 2012 Pazartesi

10 KASIMDA ANKARA’DA OLMAK


Severim Ankara’ya giden sisli yolları… Oraya ulaşmayı, puslu havasını, on ay süren kışını… İçinde barındırdığı dostlukları, güvenliğini ve korumacılığını… Değer verdiklerimizi bağrına basarak saklayışını… Gözyaşlarımı dindirdiği noktada, yaralarıma derman oluşunu… Severim, kucak dolusu ümitler ve sevgiler veren atmosferini…

1 Kasım 2012 Perşembe

GÜZELLİK, BUGÜN İÇİNDİR


Mesafeler uzun, konumlar uzak… Ancak fikirler yakın, duygular benzer, yürekler tek… Cümleler uzun, cümleler yavan, kelimeler kalabalık ve dağınıklık dolu… Duygular sade, duygular yeterli ve dürüstçe... Sevmek ya da sevmemek, işte bütün mesele buradan geçiyor…