Bana bu satırları yazmam için ilham kaynağı olan kişi, spor kulübümün
değerli hocalarından Ayşegül Demirsoy… Güzel, sempatik, cıvıl cıvıl, pozitif ve
akıllı… Aynı zamanda çalışkan ve başarılı… Hem spor danışmanı hem de zumba
eğitmeni olan ve bir yıldız gibi parlayan bu özel insan, yaptığı jestin ve bana
hissettirdiklerinin farkında değil henüz… Bunları okuyunca fark edecek…
28 Şubat 2013 Perşembe
25 Şubat 2013 Pazartesi
HOŞ GELDİN SEDEF
Aramıza katılacağını öğrendiğimizde on beş günlüktün. Bir nokta kadar
küçük… Malum, tıp ilerledi ve şartlar eskisine göre daha farklı artık. Ağlaya
ağlaya telefonlar açıldı ve haberin verildi. Bir kutlama yemeğinde, bütün aile
üyelerin buluştular. O akşam senin gelişini kutlarken sevmeye ve kucaklarını
sonuna kadar açmaya başladılar… Seni bekliyordu herkes, seni istiyordu; şanslı
bir varlıktın daha o günlerden itibaren…
14 Şubat 2013 Perşembe
SEVGİ LAZIM BİZE
Birilerinin belirlemiş olduğu özel günleri pek kabullenemem. Bana göre
her gün özeldir; kendine has özellikler taşır. Gerisi dayatma, gerisi
etiketlemedir. Ne kadar kesinleştirmeye, tarihleştirmeye çalışırsanız bir şeyi,
o da o kadar özgürleşmek ve zıtlaşmak ister. Sevgililer gününde sevgilisi
olmamak, sevgilisi olduğu halde ondan ayrı bir yerde olmak ya da öyle bir ad
verildiği için o günde sevgi gösterileri yapmak böyle zıtlaşmalardandır işte…
12 Şubat 2013 Salı
ONUN DERDİ KENDİYLE…
Gittiğiniz yeri kendi havanızla doldurmak ve kendi gözlerinizle görmek o
kadar da zor değildir. Bir bilsek, neleri değiştirebileceğimizi… Bir farkına
varabilsek rahat ve şanslı taraflarımızın; sevebilsek, anlayabilsek daha
tanımadan karşımızdakini... Cehenneme benzetilen bir yer yerine cennet gibi
olanında yaşamanın ilk adımlarını atmış, bir beden siluetinin de ötesinde
olurduk…
1 Şubat 2013 Cuma
KADINLARI SEVİNİZ…
Bu sabah gündemin kadınlara bakan yüzü yine kapkaranlıktı. Mideme
kramplar girmesine, inanç ve akıl dengemin olabildiğince sarsılmasına, empatik
yapımın etkisiyle bedenimde sızılar oluşmasına neden olan pek çok şiddet haberi
okudum yine… Kadınlara kalkan eller, kadınları küçücük leş gibi odalara
kilitleyen aileler, kadınları aç bırakan ve her türlü pisliğe bulayıp kaderine
terk eden zihniyetler vardı… O kırılası ellerin sahiplerinin suçlarından
feragat edip serbest bırakılacağı ihtimalleri... Ve daha da akıl almazı, kadınların
ev ve koca kıymeti bilmesini sağlayacağını gerekçe göstererek bu iğrenç
hareketleri destekleyenler vardı. Hiç birini paylaşmak ve yorumlamak
istemediğim bir dizi olumsuz haber…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)