28 Eylül 2011 Çarşamba

HAYAT DEVAM EDİYOR

Bazı tesadüfler yıllar sonra ortaya çıkabiliyormuş meğer… Önce allak bullak olup uzaklara daldıktan sonra, silkelenip kendime geldim ve sizlerle paylaşmaya karar verdim. Önceden de bir iki ipucu ile karşıma çıkmaya çabalamış bu tesadüf. Ama anlayamamışım. Bugüne denk geliyormuş demek ki. O’nu hatırlayıp anmak. Sevgili öğretmenimi…

13 Eylül 2011 Salı

YENİ HAYAT V

Uzun süre ihmal ettikten sonra, birikmiş tozların silinmesi gibidir yeni hayat… Bir daha bu kadar beklemeden özen göstereceğine söz vermektir. Tozlarını yutarak ama şevk duyarak temizlemektir kirleri, pasları, yığınları, aklını, kalbini… Her şeyi… Ve ardından tozu dumana kata kata koşmaktır ümitlerine. Gözler kapalı, adımlar güçlü, yürek güçlü… İşte o zaman yollar açık…

8 Eylül 2011 Perşembe

AMAN ÇİVİLER BATMASIN!

Sanki hazırda bekliyormuş gibi, almayı istediğinizde kopup geliveren mucize tanecikleriyle tanışın… Gerçekten hazırda bekliyorlarmış… Artık tüm kalbimle inanıyorum. Herkesin buna inanmasını isterdim. Herkesin buna inanmasını, kendiyle meşgul olmasını ve daha fazla başkalarıyla uğraşmamasını… Başınızı sağdan sola çevirmek bile yetebilir. Başka yöne bakmak, olduğu halinden sıyrılmak… Ya da sadece etrafa bakmak bile yetebilir…

6 Eylül 2011 Salı

SIRLARIN ÖTESİNDE...

Seninle yeniden bağlantı kurmanın meyvelerini topluyorum şimdi… Bir tek lafımla taa uzaklardan yetiştin yine imdadıma… Gözümü açtın, inancımı yeniledin, umudumu tazeledin. Tehlikeye yanaşan fikirlerime çeki düzen verdin… İçime su serptin… Seninle başka planlar yapıyorduk ama ben sayende bu sabah bambaşka biri olarak kalktım. Başka bir şeyler yazmayı düşünürken sana yazmak kısmetmiş… Sen kimsin peki? Bu yazının sana hitap ettiğini nerden anlayacaksın? Güzel soru…

4 Eylül 2011 Pazar

İÇİNİZDE İSTANBUL AŞKI VARSA

Bütün yıl şikâyet edip durduğumuz büyük şehirden uzaklaşmak iyi geldi mi? Evet, çok çok iyi geldi. Dinlenme, eğlenme, nefes alma, yenilenme isteğiyle arkamıza bakmadan geride bıraktığımız İstanbul da arkamızdan genişçe bir “oh” çekti. Biz uzaklarda kafa dağıtırken o da rahat bir nefes aldı. Yükünün hafiflemesinden gayet memnundu bana kalırsa… Tatil beldelerinden eleştirilerle kulaklarını çınlatanları duymaksızın bir cümleyi savuruyordu İstanbul; “Beğenmeyen geri gelmesin efendim!”…