9 Nisan 2012 Pazartesi

BU AYRILIK OLMASAYDI...

Bu sefer, eksiklerimizin açtığı boşluğu kucaklayarak yol aldık. Çünkü gelmeyenleri, gelemeyenleri seviyorduk ve yokluklarını ta derinden hissediyorduk. Bir tercih veya bir zorunluluk nedeniyle yanımızda bulunamayanların yerine de ortaya koyduk varlığımızı. Uzun bir ayrılık değildi bu, hem de hiç değildi. Ama hüzün ve buruklukla hatırlattı, birlikteliklerin değerini…
Aynı grubun üyesi, aynı takımın oyuncusu, aynı savaşın neferi oluruz bir aradayken. Amacımız ortak iken. Sonra amaçlar farklılaşıp yollar ayrılınca gerçek bir ayrıma geldiğimizi düşünürüz. Yanılırız…
Aynı sinerjiyle hareket ederken, sevgi ve paylaşımın güzelliğinin tadına varmış, yüreğimizde birbirimize yer açmış ve bir bütün olmuşuzdur bir kere… Bunun geri dönüşü çok zor ve gereksizdir artık.
Bir önceki sene onlarca sayıdaydık.
Geçen sene bir elin parmakları kadardık.
Bu sefer iki kişiydik.
Ama iki kişi bile bazen daha fazlasını temsil edebilir. Bir organizasyonun tadını kalabalık iken daha çok çıkarabiliriz belki. Ama birkaç kişi de olsa, kalabalıkmış gibi büyük durabilir. Eğer yüreğinde sevgi kalabalığı mevcutsa… Yanında olamayan parçalarını unutmadıysa ve yanında manevi olarak taşıyabiliyorsa...
Uzatmayacağım… İsim kullanamam ve fazla bilgi paylaşamam burada… Ama bunları okuduğunda ne demek istediğimi çok iyi anlayacak kadar bütünleşmiş insanlar vardır mutlaka… Benim kast ettiğim kişiler de olabilir kast etmediklerim de…
Benim hüznünü tarif ettiğim kişiler hiç bu yönden bakmamıştı muhtemelen... Basit bir ayrılık, basit bir organizasyon, basit birkaç gündü geçen giden onlar için... Kaçan küçük bir fırsattı… Telafi edilebilir bir ayrılıktı... Ama anlaşmanın ve kaynaşmanın, yakınlığın ve birlikteliğin değerini çok iyi anlatacak derin bir ayrılıktı bu aslında… Onlar da bu satırları okuyana kadar tersi fikirde olabilirler zaten.
Geçmiş zamanın resimlerine bakarak gülen yüzlerimizi ve coşkulu kalabalığımızı anarak perçinledim hüznümü.  O zaman öfkelerimiz vardı, zorluklarımız vardı, sıkıntılarımız diz boyuydu… Ama birlikte olmak ne kadar güzelmiş meğer… Bunu, önceden birlikte geçtiğimiz yollardan geçerken, önceden birlikte bulunduğumuz ortamlarda bulunurken anladık…
Sadece iki kişiydik. Ama hepimizi temsil ettik…
Bu ayrılıktan öğrendiğim şey, hüzün ve burukluktan çok daha olumlu ve bana katkısı olan bir sonuç…
Şartlar değişse bile, mekânlar değişse bile, seçimlerimiz birbirinden çok farklılık gösterse bile, BİR ARADA OLDUĞUMUZ ZAMANLAR İÇİN, BİRBİRİMİZİ ANLAYABİLDİĞİMİZ İÇİN, BERABER MUTLU OLDUĞUMUZ İÇİN VE BİZİ BULUŞTURAN TÜM ŞARTLAR İÇİN MÜTEŞEKKİR OLMALIYIZ.
İyi ki tanışmışız. İyi ki paylaşmışız. İyi ki sevmişiz ve aynı yola baş koymuşuz. Şartlar değişir, dünya gelişir, kişilikler farklılaşır ama SEVGİ hep aynı kalır.
Bu yolculukta,
Kiminiz, artık grubun üyesi değildiniz.
Kiminiz, hastanızın başından ayrılıp gelemediniz.
Kiminiz, bu kez grubun havasını solumak istemediniz.
Bu seferlik böyle oldu. Dışardan bakanlar öksüz ve yetimmiş gibi gördü bizi. Ama sahipsiz değildik, çünkü bütünlüğümüzün gücünü taşıyorduk. Başımız dik ve gururla…
Dileğim, bir dahaki sefere daha fazla çaba ile bir arada bulunmamız. Belki bir arada olmak için fırsatlar yaratmamız. Birbirimize sıkıca tutunmamız.
Bu ayrılık olmasaydı, birbirimizin değerini anlayamazdık asla. Ne ben, ne de siz.
Grubumun şimdiki ve geçmişteki üyeleri…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder