Bu sefer, eksiklerimizin açtığı boşluğu kucaklayarak yol aldık. Çünkü
gelmeyenleri, gelemeyenleri seviyorduk ve yokluklarını ta derinden
hissediyorduk. Bir tercih veya bir zorunluluk nedeniyle yanımızda
bulunamayanların yerine de ortaya koyduk varlığımızı. Uzun bir ayrılık değildi
bu, hem de hiç değildi. Ama hüzün ve buruklukla hatırlattı, birlikteliklerin
değerini…
Aynı grubun üyesi, aynı takımın oyuncusu, aynı savaşın neferi oluruz bir
aradayken. Amacımız ortak iken. Sonra amaçlar farklılaşıp yollar ayrılınca
gerçek bir ayrıma geldiğimizi düşünürüz. Yanılırız…
Aynı sinerjiyle hareket ederken, sevgi ve paylaşımın güzelliğinin tadına
varmış, yüreğimizde birbirimize yer açmış ve bir bütün olmuşuzdur bir kere… Bunun
geri dönüşü çok zor ve gereksizdir artık.
Bir önceki sene onlarca sayıdaydık.
Geçen sene bir elin parmakları kadardık.
Bu sefer iki kişiydik.
Ama iki kişi bile bazen daha fazlasını temsil edebilir. Bir
organizasyonun tadını kalabalık iken daha çok çıkarabiliriz belki. Ama birkaç
kişi de olsa, kalabalıkmış gibi büyük durabilir. Eğer yüreğinde sevgi
kalabalığı mevcutsa… Yanında olamayan parçalarını unutmadıysa ve yanında manevi
olarak taşıyabiliyorsa...
Uzatmayacağım… İsim kullanamam ve fazla bilgi paylaşamam burada… Ama
bunları okuduğunda ne demek istediğimi çok iyi anlayacak kadar bütünleşmiş
insanlar vardır mutlaka… Benim kast ettiğim kişiler de olabilir kast
etmediklerim de…
Benim hüznünü tarif ettiğim kişiler hiç bu yönden bakmamıştı muhtemelen...
Basit bir ayrılık, basit bir organizasyon, basit birkaç gündü geçen giden onlar
için... Kaçan küçük bir fırsattı… Telafi edilebilir bir ayrılıktı... Ama
anlaşmanın ve kaynaşmanın, yakınlığın ve birlikteliğin değerini çok iyi
anlatacak derin bir ayrılıktı bu aslında… Onlar da bu satırları okuyana kadar
tersi fikirde olabilirler zaten.
Geçmiş zamanın resimlerine bakarak gülen yüzlerimizi ve coşkulu
kalabalığımızı anarak perçinledim hüznümü.
O zaman öfkelerimiz vardı, zorluklarımız vardı, sıkıntılarımız diz
boyuydu… Ama birlikte olmak ne kadar güzelmiş meğer… Bunu, önceden birlikte
geçtiğimiz yollardan geçerken, önceden birlikte bulunduğumuz ortamlarda
bulunurken anladık…
Sadece iki kişiydik. Ama hepimizi temsil ettik…
Bu ayrılıktan öğrendiğim şey, hüzün ve burukluktan çok daha olumlu ve
bana katkısı olan bir sonuç…
Şartlar değişse bile, mekânlar değişse bile, seçimlerimiz birbirinden çok
farklılık gösterse bile, BİR ARADA OLDUĞUMUZ ZAMANLAR İÇİN, BİRBİRİMİZİ
ANLAYABİLDİĞİMİZ İÇİN, BERABER MUTLU OLDUĞUMUZ İÇİN VE BİZİ BULUŞTURAN TÜM
ŞARTLAR İÇİN MÜTEŞEKKİR OLMALIYIZ.
İyi ki tanışmışız. İyi ki paylaşmışız. İyi ki sevmişiz ve aynı yola baş
koymuşuz. Şartlar değişir, dünya gelişir, kişilikler farklılaşır ama SEVGİ hep
aynı kalır.
Bu yolculukta,
Kiminiz, artık grubun üyesi değildiniz.
Kiminiz, hastanızın başından ayrılıp gelemediniz.
Kiminiz, bu kez grubun havasını solumak istemediniz.
Bu seferlik böyle oldu. Dışardan bakanlar öksüz ve yetimmiş gibi gördü
bizi. Ama sahipsiz değildik, çünkü bütünlüğümüzün gücünü taşıyorduk. Başımız dik
ve gururla…
Dileğim, bir dahaki sefere daha fazla çaba ile bir arada bulunmamız.
Belki bir arada olmak için fırsatlar yaratmamız. Birbirimize sıkıca tutunmamız.
Bu ayrılık olmasaydı, birbirimizin değerini anlayamazdık asla. Ne ben, ne
de siz.
Grubumun şimdiki ve geçmişteki üyeleri…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder