Kış uykusundan uyanmak gibi bir şeydi. Yıllarca süregelmesine izin
verdiği yas sürecine sıkı sıkıya tutunmuşken, iğne batmış gibi olduğu yerde
sıçradığını hissetti orta yaşlardaki kadın. Artık bir şeyler değişmeliydi. Kara
günler sona ermeliydi. Ölmemiş olduğuna göre, bu kadar zamandır yaşam belirtisi
göstermeden içine kapanmaya bir son vermenin zamanı gelmişti. Hayat devam
ediyordu…
Toprağa ardı ardına verdiği, bir değil iki önemli kişiydi onun için. Aynı
anda bir yerine iki acı… Kendini sorgulamaktan, azapların ve pişmanlıklarının
ağırlığında ezilmekten yorgun düşmüştü. Önceleri ölenle ölmüş olduğunu
sanıyordu. Lakin artık dışarıda bir şeylerin kıpırdandığını algılıyordu. Hayat
onu çağırıyordu…
Olan olmuştu. Geçmişte olanlara canlı canlı gömülmenin faydası yoktu.
Arka arkaya eşini ve oğullarından birini kaybetmiş olan kadın, artık
silkelenmenin zamanı geldiğini anlamıştı. Bir yerden başlamak gerekiyordu. Ama
nereden?
Önce evden dışarıya çıkması gerektiğini düşündü. Yapılması gereken bir sürü
iş onu bekliyordu. Aylardır parasını ödediği halde kullanmadığı üyelikler
vardı. Saçlarının dip boyaları çoktan gelmişti. Ders almaya başlayıp da sonra
yarım bıraktığı sürücülük kursu ile kapıda bekleyen sahipsiz bir araba… Hayatına
bir ışık gibi doğmuş olan torununun sevgi ve ilgi bekleyen varlığı… Daha bir
sürü şey… Onu bekliyordu.
Tüm bunlara rağmen yeniden başlamak zor geliyordu işte… Ruhu uyuşmuş
gibiydi. Bir zamanların sosyal, başarılı ve parmakla gösterilecek kadar
kaliteli kadınlarından biriydi. Şimdi içinde kaybolduğu dipsiz kuyudan çıkmanın
yollarını arıyordu. Kim elinden tutacaktı? Kim ona destek olacaktı? Ellerini ve
yüreğini bomboş hissetmenin ne demek olduğunu bilmeyen insanlar mı?
İnsan içine çıkmaya başlaması gerekiyordu. Telefonla birkaç arkadaşını
arayarak onlarla randevulaştıktan sonra, aylardır uğramadığı spor kulübüne
gitmek için hazırlanmaya başladı. Çantayı kaptığı gibi aceleyle evden dışarı
çıktı. Müthiş bir gayret harcıyordu gitmek için. Acele etmezse her an
vazgeçebilirdi. Ayakları geri geri de gitse zorlayacaktı kendini. Başka çaresi
yoktu.
Kulüpte tanıdığı pek fazla insan yoktu. Hayatta olan oğlu işlerinin
yoğunluğundan dolayı haftada bir kere bile gelmekte zorlanıyordu. Neyse ki
bugün orada olacaktı. O kadar insanın arasında ne yapacağını bilmeden boş boş
dolaşmak istemiyordu. Aslında oğlu da kendi halinde zaman geçirecekti ama yine
de tanıdık bir yüzdü işte.
Oğlu ile karşılaşmayı ve birkaç laf etmeyi beklerken, hiç de ummadığı bir
şey oldu. Genç ve güzelce bir hanım yanına yaklaşarak ona kendisini tanıttı.
Ölmüş olan eşinin okuldaki öğrencilerinden biri işte karşısında duruyordu.
Şaşkınlığın mı yoksa buruk bir sevincin mi ağır bastığını anlayamadı…
Bu tesadüf, kaderin bir oyunu, belki de güzel bir cilvesi olmalıydı.
Samimiyetle el sıkışıp konuşmaya başladılar.
“Sizi izliyordum, resimlerinizden
tanıdım ama emin olamadım önce” diye konuya girdi karşısında içtenlikle
gülümseyen genç bayan. “Sizinle tanışmayı
çok istiyordum, eşiniz çok sevdiğimiz bir hocamızdı” diye devam etti. “Aramızda olmadığı için çok üzgünüm ama sizi
gördüğüme de bir o kadar mutlu oldum”.
Yılların yasını tutmaktan olumsuz duygulara tutunmaya alışmış olan kadın,
kendine gelmeye başladığını hissetti. Ne kadar güzel cümleler duyuyordu! Sanki bir
miktar taze kan vücuduna enjekte edilmeye başlamıştı. Gülümseyerek, ama
gerçekten gülümseyerek kibarca teşekkür etti. “Ben de yeni yeni açılmaya başladım. Daha tam olarak kendime gelemedim”
dedi. Boynunu bükerek ama bir yandan da metanetini korumaya çalışarak, “Dün eşimin doğum günüydü, baya içlendim. Kendimi
toparlamaya çalışıyorum” diye devam etti.
Hayat dolu sesin sahibinden, “Hocamız
çok özel bir insandı, Allah size sabırlar versin” diye bir karşılık geldi.
Yaralı kadın şimdi o kara günlerin geride kalacağına inanmayı istiyor,
biraz daha iyi hissediyor ve bu eski öğrencinin gülen gözlerinde yeni bir umudu
yakalıyordu. Onu böyle bir günde karşısına çıkaran özel bir güç olmalıydı. O
güce içinden binlerce teşekkür etti.
“Siz de çok özel bir insan olmalısınız,
çünkü özel insanların kıymetini de yine özel insanlar bilirler. Beni çok mutlu
ettiniz, teşekkür ederim” derken sanki o değil başkası konuşuyordu.
Karmaşık duygular içindeydi. Başka bir boyuta geçmiş gibiydi. Sanki o gücünü
toplayıp hayata dönmeye karar verdiği andan itibaren tüm dünya harekete
geçmişti.
Gözleri buğulanarak karşısındaki eski öğrenciye minnetle baktı. Bu
buluşma gerçekten ince ince hesaplanmıştı. Aksi halde bu kadar nazik, bu kadar
kıymet bilen ve pozitif enerjiyle yüklü bu genç hanım şu anda burada olur
muydu?
Yaşından olgunca konuşan bu genç hanım ona spor kulübüne ilişkin bilgi ve
tavsiyeler de verdi. İhtiyaç duyarsa kendisine yardımcı olabileceğini ekledi.
Eski bir üye olduğu belli oluyordu. Nazikçe izin isteyerek ve iyi dileklerini
sunarak yanından ayrıldı.
Şimdi her şey daha farklıydı. “İyi ki
çıkmışım evden” diye düşündü orta yaşlardaki hüzünlü kadın. Ama artık hüzünden
ziyade yeni bir yaşam enerjisiyle buluşmakta olan ruh halini fark ediyordu.
Kafasında yeni planlar kurmaya başladı. Spor yaparak vücudunu saran kilolardan
kurtulacak, torununa daha çok vakit ayıracak, sosyal çevresine geri dönecekti.
Tatile çıkmalıydı belki de. Şimdiye kadar tatili bile kendine çok görmüştü. Ne
büyük hataymış diye geçirdi aklından…
Hayat yeniden başlıyordu. Tüm bahtsızlıklara, ayrılıklara ve acılara
rağmen. Bir zamanlar eşinin de dediği gibi, hayat devam ediyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder