Hiç düşünmemiştim bu kadar güzel gelişmenin arka arkaya geleceğini… Her
şeyin bu kadar anlamlı, bu kadar mutlu edici, hak ettiğimiz gibi ve sevgi
içinde gelişeceğini tahmin bile edemezdim… Hepsi, fikren değişmekle başladı… Ve
mutluluk sarmalına giriverdik birlikte…
Hep dünyanın kötü bir yer olduğundan şikâyet ederdim. Oysa ben değişince
bile pek çok şey değişti etrafımda… Yaşamaya değer ve emeklerin karşılığını
verecek kadar cömert bir yerde yaşıyormuşuz meğer…
Güzel bir haberin geleceğini telefonun çalışından anlar mı insan?
Anlarmış meğer… Bir aşk meyve veriyormuş… Çok yeni daha, çok minik… Ama
şimdiden hepimizi sardı sarmaladı bile… Birkaç ay önce bu aşkı yazmıştım. Sanki
hissetmişim gibi… Ele inat güzel giden bir ilişkiye daha da güzel bir varlığı
çağırır gibi yazmışım bilmeden… Öyle sevgiyle, öyle içten… Ben bir aşkı boşuna
yazmam. Bunu bir okuyanlar bilir, bir de benimle birlikte yaşayanlar…
“Yenge oluyorum” dedim.
“Hayır” diye karşı çıktı
bebeğin annesi… “Teyzesin sen”.
Biliyorum beni ne kadar sevdiğini, bilmez miyim? Ama “yok” dedim “ben yengeyim”.
Hem teyze olsam bebeğin geldiğini bizzat annesinden öğrenirdim yahu! Hâlbuki bebeğin
babasından geldi haber! Şaka bir yana, ha teyze olmuşum ha yenge, ne fark eder
ki, ben onu daha gelmeden seviyorum bile. Tüm bebekleri daha gelmeden sevdiğim
gibi… Onlar adına gerçekleşmesine çalıştığım ideallerimden belli. Hem ben ne
teyzeler gördüm teyzelikle alakası yok. Ne yengeler, halalar, yeğeninden
bihaber yaşayıp gittiler öylece…
Önemli olan aramızda şimdiden oluşan bağ değil mi?
“Darısı başına” dediler. Son
zamanlarda ne çok işitiyorum bunu… Herkesin benden duymayı beklediği haber buyken, ben çok daha büyük oynuyorum... Evet, bende de bir şeyler var ama henüz bebek
değil… Ben de birkaç vakte gümbür gümbür çaldıracağım telefonlarınızı… Her şey
hazır… Ben hazırım, emek hazır, yürek hazır, plan proje hazır… Her şey
değişiyor. Aslında NİHAYET… Ve aslında NE ÇABUK!
Bebekler yola koyulurken, sesimi duyurmaktı amacım dünyaya… Bu bebek işte
müjdenin habercisi gibi aynı zamanlarda geliverdi. Üst üste heyecanlar, kutlamalar…
Sürprizler yakında… Heyecan dorukta…
Tüm çocuklar böyle istenilen zamanda düşsün ana rahmine… İstenilen bir
babadan isteyen bir annenin içine… Tüm aileler böyle büyüsün… Ancak o zaman dünyamız
güzel bir yer haline gelecek…
Gözlerim dolu dolu yazıyorum bu güzel tesadüfleri… Yok, yok tesadüf
olamaz, ilahi bir güçten çıkıyor besbelli…
Ve bir ipucu… Bu sözler kitabımın eksik olan bölümünü tamamlayacak
galiba… Hep sonu 9’lu olduğu için gözüme takılıyordu… Şimdi 60 oldu. Bugün bu
bebek arifesinde hepimizin içinde kelebekler uçuşurken, son bölüm de hazır
artık.
Ben hazırım.
Biz hazırız.
Dünya hazır mısın adımızı, sesimizi duymaya… Sahip olduğum misyonun beni
kat be kat aştığını hissediyorum zaten bugünlerde… Aldı başını gidiyor bile...
Müjdeler olsun, dünya artık çok daha güzel bir yer. Aile çok güzel bir
olgu… Her ailenin bunu böyle hissedebilecek nitelikte olmasını diliyorum. Bugün
haberi gelen bebek gibi mutlu yuvalarda doğsun çocuklar… Ve ben onları yazmaya,
onlara seslenmeye devam edeceğim…
Artık an meselesi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder