28 Şubat 2013 Perşembe

SPOR VE SANAT İLE


Bana bu satırları yazmam için ilham kaynağı olan kişi, spor kulübümün değerli hocalarından Ayşegül Demirsoy… Güzel, sempatik, cıvıl cıvıl, pozitif ve akıllı… Aynı zamanda çalışkan ve başarılı… Hem spor danışmanı hem de zumba eğitmeni olan ve bir yıldız gibi parlayan bu özel insan, yaptığı jestin ve bana hissettirdiklerinin farkında değil henüz… Bunları okuyunca fark edecek…

Öncelikle kendimi özel ve değerli hissettirdiği, daha da önemlisi etrafında olup bitene duyarlı yaklaşacak kadar incelikli ve sıra dışı düşündüğü için kendisini anmak isterim. Bir vesile ile iki yazar tanıştırıldık. Kitaplarımızı ve ilgili süreçleri birbirimize anlatırken, edebiyat ve şiirden bahsederken, tesadüfen yanımızda olan ve bizi dinleyen Ayşegül Hanım’ın, “burada böyle değerli sanatçılar varken pek çok sanatsal etkinlikler düzenlenebilir” demesiyle mutlu olduk. Bunu düşündüğü ve ifade ettiği için kendisine minnettar kaldık. Biraz da üzerine giderek bunu hayata geçirmek için bize aracı olmasını istedik.
Bir sporcudan bunu duymak beni neden bu kadar etkiledi?
Çünkü sanat ve spor olmadan eksik kaldığımızı fark ettim. Bir de benzer yanlarını…
İkisi de insanı mutlu kılan, kendiyle barışık olmasına yardım eden, hayatına renk ve güzel enerjiler getiren aktiviteler. Spor beden sağlığına, sanat ise ruh sağlığına katkılarda bulunuyor. Ama ben ikisini de ayrı düşünmüyorum. Çünkü aslına bakılırsa sporla uğraşmanın ruh sağlığına iyi geldiğini ve sanatın bedensel rahatlamaya imkân tanıdığını söylemek de mümkün. Çapraz bir olumlu etki var ortada…
Her ikisiyle de uğraşan insanın enerji fazlası olmaz, başkalarına sataşıp mutsuzluk ve rahatsızlık verecek sebebi pek kalmaz. İnsanın kendini ifade etmesinin birer yolu da diyebiliriz.
Spor ve sanatın en az birer dalı, hayatın bir parçası olmalı… Ama hobi gibi değil de yemek yemek, su içmek, uyumak gibi temel ihtiyaçlarını gideren birer alışkanlık olarak… Eğer böyle olmazsa bir türlü sıra gelmiyor onlara vakit ve enerji ayırmaya… İş hayatı ve tüketime yönelik sektörün içinde kaybolup gidiyor insanlar. Önce kazanıyorlar sonra da harcıyorlar ve vakti pek de para harcamaya zorunlu kılmayan ama faydası saymakla bitmeyen bu iki şeyi ihmal ediyorlar. Sevmeyi ve sevilmeyi de…
Sevmekle nasıl bir bağlantı kuruyorum? Kendini vererek ve gerçek anlamda spor yapan ve sanatsal bir işe kendini kaptıran insan, öncelikle kendini seviyor. Kendine gösterdiği özen, özsaygısını ve özgüvenini destekliyor. Doyumlu bir hale geldiği için de başka insanları da sevmesi kolaylaşıyor. Daha uzun uzun anlatılabilir bunlar…
Sanat benim hayatımda bir kendini ifade ediş şekli olarak zorunlu bir şekilde var oldu. Sevdikçe, acı çektikçe, susmak zorunda kaldıkça ve müdahale edemedikçe yazdım, yazdım… Benim gücümün yetmediği şeyleri müzik, tiyatro, resim anlattı… Ruhsuz gezenlere inat ben ince ruhuma sanatın katkılarını ekleye ekleye büyüdüm ve hala böyle devam ediyorum.
Ancak erken yaşlardan beri spor yapmayışıma üzülüyor ve bunu kayıp olarak görüyorum. Fiziksel bir rahatsızlığım sonucunda düzenli spor yapmaya başladım. Aslında daha genç ve daha sağlıklıyken, öncelikle keyif ve mutluluk için yapmalıydım. Başlama nedenim tedavi etkisi olmamalıydı. Ancak neyse ki bir süre sonra ilaç niyetine değil, sağladığı mutluluk, doyum ve sosyallik için yapabildiğinizi görüyorsunuz. Sporla uğraşmanın hediyeleri bunlar…
Profesyonel olarak sporla uğraşanlara özeniyorum açıkçası… Meslek ediniş şekli olarak değil de yaşam tarzı olarak benimsemelerine hayran kalıyorum. Aşk ve şevk ile, müthiş bir motivasyon ile yaptıklarını, uğraştıkları işe nasıl bağlandıklarını görüyor ve takdir ediyorum. Hani şu artık dillerden ve yayınlardan eksik olmayan, “sevdiğin işi yaparsan çalışmış olmazsın” sözünü hatırlatıyorlar bana…
Neyse ki hiçbir şey için geç sayılmaz. Ayşegül Hoca’nın bana bir katkısı da şu oldu ki, farklı işlerle uğraşan insanlar bir araya gelerek fikir paylaşımında bulunabilir ve ortak etkinliklerde buluşabilirler. Çok da güzel ve faydalı olur.
Herkesin birbirinden öğreneceği çok şey var.
Spor ve sanat ile insanlar daha mutlu; dünya daha güzel bir yer…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder