12 Mayıs 2011 Perşembe

KISKANANLAR ÇATLAMAZ

Yine aklımda bir ampul ışıldadı geçtiğimiz günlerde. Esra Oğut, katıldığı bir televizyon programındaki söyleşisini tatlı tatlı konuşarak sürdürürken hem de. Enerjik yapısı, kendiliğinden pembe pembe yanakları, güzel ve gülen yüzü, etkileyici sesi ve kendisiyle barışık kişiliğiyle gönlümü yeniden fethetmişti. Mutluluğun engin diyarlarında sevgi ve barış içinde yaşayan bu güzel insanın, hayatın sırlarına dair ipuçlarını kendisini dinleyenlerle paylaşıyor olması ne güzel! Aynı eşinin yaptığı gibi…

Konu kıskançlıktı. Dinleyen ve izleyenleri tam hedeften vuran bir konu! Klasik bir akrep burcu insanı olarak, kıskanma özelliğimi geçen yıllar içinde epeyce törpülemişimdir. Buna rağmen Esra Hanım’ın bu konuda beni şaşırtacak yeni bir sırrı paylaşacağını hissederek onu dikkatle dinlemeye koyuldum.
“Sizi kıskanan insanlar aslında size kötülük değil, farkında olmadan iyilik yaparlar” dedi. “Çünkü evrene sizin kıskanılacak kadar değerli yanlarınızın sinyalini ulaştırmış olurlar” diye devam etti. Durup bir düşününce tüylerim diken diken oldu. Böylece sahip olduklarımızı kaybetmek bir yana dursun, bizi kıskanan kişi bizim özelliklerimizi pekiştiriyor yani! Nasıl değişik ve güzel bir bakış açısı değil mi?
Son bir yıla kadar, nazar boncuğu benim bir numaralı aksesuarımdı. Kolyelerin, bileziklerin, çeşitli iğnelerin üzerinde nazar boncukları tutuşturdum giysilerimin üzerine. Bu davranışımda toplumsal olarak yapılan yönlendirmelerin de etkisi var tabi. “Aman nazar değer!” görüşü, aslında insanı yıpratmaktan ve başkalarından korkutmaktan başka bir işe yaramıyor. Nazara inandığınızda, sizi mutlu eden olayları başkalarına duyurmakta da çekingen olursunuz. “Ah, bilmez miyim” diyen seslerinizi duyar gibiyim. Ancak her şeyde olduğu gibi bunda da bakış açısı değişince hem biz rahat ediyoruz hem de zavallı nazar boncukları mesai yapmaktan kurtuluyor. Sevdiğimiz gibi giyiniyoruz, içimizden geldiği gibi davranıyoruz, mutlu olduğumuz ya da hedeflediğimiz şeyleri insanlarla rahatlıkla paylaşabiliyoruz. Çünkü biliyoruz ki onların bize karşı özenme duyguları ya da kıskançlık duyguları varsa, bu bize olumlu bir katkı olarak dönecek.
Düşünsenize, size kıskanarak bakan insanlar aslında ekmeğinize yağ sürüyorlar. Siz böyle düşündüğünüzde, onlar da size zarar verecek bir enerji yaymak yerine, kıskanılacak kadar iyi olan yanlarınızın reklâmını yapıyorlar evrene karşı. Olumsuzu olumluya çevirebiliyorsunuz yani. Bu fikre inanmak çok önemli. İnanmayabilirsiniz ama emin olun denemeye değer. Zaten herkes kendisine odaklanarak mutlu olmayı bilseydi bu konular konuşulmazdı bile. Başkalarının nasıl olduğu ya da nelere sahip olduğunu bıraksak da onlara kalsa. Dönüp kendimize bakarak zenginliklerimizi keşfetsek ve bizim olanlarla mutlu olsak. Başka birinin iyi olması ya da onun yararına olacak bir durumun varlığı nasıl benim zararıma olabilir ki zaten? O da iyi olsun ben de! Ama herkes kendi artılarıyla…
Hiç bu yönden düşünmüş müydünüz bilmiyorum ama denemesi bedava işte. Kıskananlar çatlamaz aslında farkında olmadan size en büyük iyiliği yaparlar. Esra Oğut’a, bende bu farkındalığı yarattığı için buradan teşekkür ediyorum. Güzel dünyasından küçük ama yaşam kalitemizi yükseltecek kadar önemli sırları paylaşmaya devam etmesini sabırsızlıkla bekliyorum.
Dilerim bir gün sizler de kıskançlık duygusuna bakışınızı değiştirmeyi ve kıskanılmaktan korkmamayı öğrenirsiniz. O zaman Esra Hanım’a ve bana da (aracı olduğum için) içinizden bir teşekkür gönderirsiniz.

1 yorum:

  1. Maşallah çok güzel yazmışsın. Çok kıskandım doğrusu. Umarım bu kıskançlığım sana daha daha güzel yazılar olarak geri döner :)))

    YanıtlaSil