Tepkisel yaklaşımlar pek bana göre değildir. Bağırıp çağırmaktan ya da
yakıp yıkmaktan ziyade uzaklaşmayı tercih etmekteyim. Bu yıl kadınlara edilen
eziyetin ayyuka çıkmasına şahit oluşumuz, kadınlar gününde çıkacak sesleri
yükseltecektir. Ben hep olduğum yerde aynı şekilde, ses tonumu değiştirmeden ve
yükseltmeden içimdekileri söylemekten yanayım. Kadından ya da erkekten değil,
insandan yana; hepimizden yanayım…
“Kadınız haklıyız!” sloganı bir saldırı unsuru değil, bir var oluş savaşı
gibi… Üzülmekten ve ezilmekten bıkmış kadının savaşmaktan çok savunma şekli
gibi…
Hak verilmez, alınır. Çok nadir görülen, fazlaca duyarlı, bir elin
parmaklarını geçemeyecek kadar insanın haricinde, kimse kimseyi düşünüp de
“yazık sana” demiyor. Her şeyden önce herkes kendisine sahip çıkmalı…
“Ben buyum” demeyi ayıp olarak öğrettiler bize yazık ki… Ama bugünkü
sistem, kim ve ne olduğunuzu ısrarla ortalara dökmeyi, iyi yanlarınızı ön plana
çıkararak övmeyi, güçlü ve girişken davranmayı gerektiriyor. Saklandığımız mütevazılık
ve yapay kibarlık kılıflarından çıkmalı…
Kim olduğunuzu göstermek cesaret gerektiren bir yolu izlemeyi gerektirir.
Korkmamalı ve kimliğinizi silikleştirmemeli…
Kadın, kendini kanıtlama ile bastırma gibi iki uç noktada yaşıyor.
Fazlasına kaçmadan orta yolu bulmalı… Erkekler de insan, onların da iyileri
var; hepsini toptan yargılamadan önce, kadınlar kendi elleriyle yetiştirdikleri
erkeklerin sonradan tepelerine çıkmalarına şaşırmamalı…
“Biz ortaokuldan beri ütü yaparız” diyen bir erkek arkadaşımı tebrik
ettim geçen gün… Daha çok da onu bu şekilde yetiştirdiğini söylediği annesini
saygıyla andım. O akıllı kadınla tanışmak, onu her anneye örnek göstermek, ellerinden
öpmek istiyorum. Eşinin arkadaşıyla sohbetini bölmemek için onlara çay koyup getiren
oğlunu tanıdığım için de çok mutluyum.
Kadınlar şikâyet etmeden önce dönüp de kendi yaptıklarına bakmalı
çoğunlukla…
Erkekler de ne olursa olsun kendi hayatlarının acısını kadınlardan
çıkarmamalı… Bunun hiç mi hiç affı yok…
Kadınlar da birbirini severse her şey daha kolay olacak… Harem
psikolojisinden kurtulmak gerek. Herkesin kendi yarasını sahiplenip iyileşmeye
niyet etmesi ve artık suçlamalardan vazgeçmesi daha da çok gerek…
Karşıma çıkan tüm kadınlara, bana nasıl davrandıklarına aldırmaksızın iyi
davranma kararı aldım bu sene… Bana yapılan her özveriye içtenlikle teşekkür
etmek gibi bir yoldan gidiyorum. Kadınları önce ben baş tacı ediyorum. Bunu
bütün kadınların becerebildiğini bir düşünsenize…
Erkekleri aşağılayarak ya da onlardan soyutlanarak bir yere varamayız.
Birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz. Herkes bir şeyler yapmalı, bir ucundan tutmalı…
Kadınlar gününü, şiddet olaylarına bir dikkat çekme aracı olarak ya da
ticari tuzaklara yem olup maddi kaynakları zorlayacağımız bir fırsat olarak
görmeyelim derim. Şiddet, bir günde çözülecek bir şey değil, her gün bir şeyler
yapmalı… Kadınlar gününün ticari yönüne, Sevgili Gizem Hacımuto http://nisanmimozasi.blogspot.com/
da çok güzel değinmiş, bana söyleyecek pek bir şey kalmamış…
Annemin öldüğü gün olduğu için, hangi etkinlikte yer alırsam alayım, 8 Mart
benim için kutlanacak bir gün değil… Hayattaki misyonunun beni dünyaya getirmek
olduğuna inandığım, gencecik yaşında başka bir diyara göçen, fazlaca güzel
yürekli o kadının çok özel bir varlık olduğuna inanıyorum. Acı çekmiş,
kıskanılmış ve şiddete maruz kalmış bu kadının, ömrünün son gününe kadar gık
demeden tüm insanları sevmeye devam ettiğini size gururla söyleyebilirim. Aynı
duygunun ve insan sevgisinin içimde yeşermesinin bana kendisinden miras kalışını
takdir ediyor ve gurur duyuyorum.
“Beni neden sensiz bıraktın anne?” sorusunun cevabını ben kendime verdim.
Bu dünyada yapılacak önemli işlerim var çünkü… Sen, fazlaca yüreğinden yana bir
kadın oluşuna karşın, beni akıl ve yüreği harmanlamayı başarabilen bir insan
örneği olarak burada bıraktın. Sensiz de olsa yoluma devam ederek bunu tüm
insanlara göstereceğim. Kâğıdıma düşen gözyaşlarıma sen aldırma; ben seni
anladım ve beni erkenden bırakıp gidişinin nedenleriyle ayakta kaldım. İşimi
bitirmeden yanına gelmeyeceğim.
8 Mart’ı anneme ayırdım…
9 Mart’ta Kâğıthane Belediyesi Meclis Salonu’nda yapılacak Emekçi
Kadınlar Günü Organizasyonu kapsamındaki imza günümde olacağım. Herkesi
beklerim…
Kadınlar Gününüz kutlu olsun…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder