29 Mart 2014 Cumartesi

MİLAT

Bozuk düzende dönen üçkâğıtlar bitmez… Yarın da şafak tertemiz bir sabahı müjdelemeyecek belki. Kirli ellere bizim gücümüz yetmez; ancak ilahi adaletin gücü her şeye yeter… Onun planları işlerken, bizler elimizdeki piyonu doğru oynamakla yükümlüyüz. Tek bir hamle kalmış gibi görünebilir. Ama asıl hamle, bir sabaha karşı geleceğini korumaya çalışan gençlerin en savunmasız hallerine püskürtülen kin karşısında yapılmıştı. O cesur duruşu bütün dünya hayranlıkla izledi.

Bu saatten sonra kimse kimsenin fikrini, vereceği oyu, kafa yapısını değiştiremez. Olan oldu artık. Nitekim uzun süredir işlemeyen DOĞRULUK ve DÜRÜSTLÜK çarkı, bir gün içerisinde kirini pasını atamaz. Yarın düğümlerin çözüleceğine pek ihtimal veremiyorum.
Kötü ile iyinin savaşında, kötünün geri adım attığı görülmemiştir. Ancak beklenmedik bir tokat, umulmadık bir zamanda ensesine yapışabilir. İlahi gücün başka planları var bana sorarsanız.
Bu nedenle yarın için ne çok ümitli ne de çok ümitsizim. Sonuçlar yalan yanlış açıklanabilir, ama üzülmek için erken. Kirliyi örtmek isteyen, ne yollar bulur bilemeyiz… Kendi kendini ele vermeye başladığı noktada bitişi de başlamış demektir. Bunu çoktandır izliyoruz. Belki bir süre daha izleyeceğiz.
Çok uzun zamandır ülkem için yükselip alçalan kalp atışımdan daha büyük bir heyecan olmadı hayatımda… Çok uzun süredir yarın için duyduğum kalp çarpıntısını başka bir şey için daha fazla duymadım. Sonuç çok belirsiz çünkü…
Belirsizlik ve karamsarlığın dipsiz kuyuları bazen soğuk su gibi diriltip canlandırır insanı… Karşımızdaki uyuşmuşluğun karşısında en büyük avantajımız capcanlı olmamız sanırım. Güç ve yetki uyuşturur insan olmayanı, bizlerse uzun süredir geleceğimizi inşa ediyoruz. Kötü bir film izledikten sonra çocuğuna dönüp de “işte bu filmde ne yapmaman gerektiğini izledin” diyen babayı hatırlayın… İşte bizler de geleceğimizde neyin olmayacağını artık kesinlikle öğreniyoruz…
Kan davası değil bu artık bir haysiyet meselesi… Ama büyük kumandanlar ne kadar doğru taktikler de kullansa yüce yaratanın planı olmadan bir işe yaramaz…
Yarın akşam kutlamaya hazırlayamıyorum kendimi, biraz daha gerçekçiyim sanırım. Ama ileride hiç beklenmedik günlerde bizi büyük sürprizler bekliyor.
“İnsanlar plan yaparlar Tanrı da onlara gülermiş.”
İşte Tanrı şimdi hepimize gülümsüyor. Cellatlara alay ile, biz insan kalanlara ise göz kırparak gülümsüyor. Bilmem anlatabildim mi?
Doğru olanı yapıp akışa bırakmanın huzuru kaplasın hepimizi bu gece…
Uzun vadelerde umutlarımıza sarılıp aydınlıklara odaklanalım.
Her sonuca hazırlıklı, akıldan yana ve dimdik kalalım.
Yarın bir MİLAT olabilir de olmayabilir de… Hani uzun süre sınava hazırlanan öğrencilerin son gece çalışmayı bırakması gibi, bizim de artık her şeyi bir kenara bırakıp sakinleşmeye ihtiyacımız var. Bildiğimiz kadarını yapıp neticeyi bekleyeceğiz. Ama bu son sınav değil…
Bu sefer olmazsa bir dahaki sefere…
Ama mutlaka güneş doğacak. Hiçbir lambanın ya da ampulün yapay ışığı, güneşin doğal sıcağını ve ışığını veremez insanoğluna… Tanrı bunu bizden iyi biliyor.
Ve bu dünya kimseye kalmadı, kalmayacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder