Gün ne günüdür sorarım sizlere? Her gün olan ve gözümüzün gördüğü,
kulağımızın duyduğu ve eleştirdiğimiz, rahatsız olduğumuz, küfür ettiğimiz,
isyan ettiğimiz olayların olmamasını dilemiyor muyuz aslında? Hepimiz aynı şeyi
istemiyor muyuz? İnsan gibi muamele edilmek, şiddet ve dışlanmışlık yerine
sevgi görmek, huzur ve rahat içinde yaşamak istemiyor muyuz? O zaman gün birlik
ve beraberlik günü değil midir?
En azından kendi çevresinden sevgi, saygı, ilgi ve takdir görmeyi
beklemez mi insan? Beklememeli galiba…
Acı çekmiş bir annenin ilk ve tek çocuğuydum. O öldü, ben yaşıyorum. Hem
de 29 yıldır böyle yaşıyorum. Ben de acı çektim. Büyüdükçe anladım ki, başka
çocuklar bu acıları çekmemeliydi. Gözlemlediğim her olay beynime kazındı. İyisi
de kötüsü de… Ders almak ve yanlış olanı düzeltmekten yana oldum hep.
Öğretmenlik diplomam, uzmanlık özelliklerimle yetinmedim. Yazmaya başladım.
Yol göstersin diye…
İnsanlar, kadınlar, çocuklar, erkekler mutlu olsun, acılar yaşanmasın
diye, sorunların dibine vurmuş bir insan olarak sorunların kökten çözümünü
savundum.
Yüzüme tükürene bile nefret ve sevgi ile yaklaşmaya çalıştım.
Sosyal medyayı hepimiz kullanıyoruz. Sesimi duyurmak, sevdiklerimle ve
fikir benzerliği içinde olduğum kişilerle paylaşımlarımı yapmak, yazdıklarımı ve
kitabımı göstermek -esasında fikirlerimi ulaştırmak- amacıyla kullandığım
birkaç sayfam var. Yazı köşem, facebook ve twitter hesabım, bir kitap grubum ve
fan sayfam var.
Bunları ne için kullanıyor insanlar? Söylemeye gerek bile duymuyorum. Ben
siyasetçi değilim. Yakından uzaktan ilgim yok.
Duyarlı bir insanım sadece…
Olana bitene karşı duyarlı…
Paylaşımlarımda bir taşkınlık ya da bir uç nokta göremiyorum.
Ancak dün gece saat 3.00’
te gelen bir facebook mesajı, ortaokul arkadaşlarımdan birine ait ve şöyle
diyor;
“Berrakçım güzel arkadaşım eğer sen Facebook üzerinden hep siyaset
yapacaksan eğer beni lütfen listenden sil”
Ben seni silerim silmesine de, sorun burada değil…
Bu kadar siyaset yapan insan ve sayfa varken, benim paylaşımlarımda ne
gördüğünü gerçekten merak ediyorum. Hayatımla ve hayallerimle ilgili
gelişmeleri resim ve yazılarla paylaşırken, herkes için güzel dileklerde
bulunmayı ihmal etmeyen bir insanım ben.
Kendi reklâmını yapmanın hoş bir şey olmadığına inanan ve çevresindekiler
tarafından bunun kötü bir şey olmadığına inandırılan, iteleye iteleye
sayfalarında duyurularını azar azar yapmaya ikna edilen bir insanım.
Bana yapılan en küçük iyiliklere bile teşekkürler yazan, bunu herkesin
görmesi için duvarında paylaşan ve örnek alınmasını dileyen, herkesin birbirini
güzel sürprizlerle mutlu etmesini isteyen bir insanım.
Arkadaşımın bu ifadesinde “siyaset yapmak” diye yer alan şey ne ile
ilgili olabilir? diye düşündüm.
Son günlerde artan kadın haberlerinin bazılarını paylaşmak dışında ne
olabilir?
Bu bir siyaset midir?
Bir kadın olarak, bir yazar olarak, bir insan olarak sayfamda paylaştığım
birkaç köşe yazarının yazısı mıdır senin siyaset dediğin?
Sen siyaset görmemişsin.
Erkek olduğun için işine mi gelmedi? Oysa ben erkek olup da bu
paylaşımları destekleyen pek çok duyarlı insan tanıyorum.
Arkadaşımın sayfasında, yaptığı iş, “YAN GELİP YATIYOR” olarak
tanımlanmış biliyor musunuz?
Evet, yan gelip yatanların böyle ithamlarda bulunması kolay olabilir.
Sizce bu bir kafa karışıklığı olabilir mi? Bir yanılgı olabilir mi? Bir
sataşma olabilir mi?
Düzeltecek bu kadar yanlışın, temizlenecek bu kadar pisliğin aşikâr
olduğu bir dünyada, beni mi buldun sataşacak?
Oysa ben, sen de dâhil rahatsızlıkları olan kişilerin iyileşmesi ve güzel
bir dünyada yaşamak isteyen ve bunun için kendi yaşamının en özel sorunlarını
kamuoyuna açmış bir eğitimci ve yazarım.
Başkaları aynı sorunları yaşamasın diye…
Kadınlar üzülmesin diye…
Çocuklar sağlıklı yetişsin diye…
Toplumda olan bitene tepki vermek, siyaset yapmaksa evet siyaset
yapıyorum.
Kadınların ezilmesine, şiddet görmesine empatik yaklaşarak yapılan
haksızlıklara tahammül edememek ve ilgili haberleri sayfamda paylaşmak siyaset
yapmaksa evet siyaset yapıyorum.
En çok üzüldüğüm nokta da ne biliyor musunuz? Bana bu mesajı yollayan
arkadaşımın annesi birkaç yıl önce rahmetli olduğunda, sanki kendi annemi yeniden
kaybetmiş gibi acımıştı içim. O kadar iyi bir insandı ki… Okul yıllarımızda
bizimle çok vakit geçirirdi, onu iyi tanırdım. Kendinden feda edip oğluna
veren, başkalarına da annelik eden, yüreği sıcacık, sevgi dolu bir kadındı…
Bunları görüyordur yattığı yerden. Eminim içi cız ediyordur.
Umarım, kendi facebook sayfası içki ve eğlence paylaşımlarıyla dolu olan
bu arkadaşım bir gün doğru yolu bulur ve toplum için, kendisi için faydalı bir
şeyler yapmaya başlar.
Yerden yere vurup öfkeler saçmam gereken bu arkadaşıma karşı içimde en
küçük bir olumsuzluk yok. Allah ona doğru yolu göstersin.
Benim hala ümidim var.
Aksi halde bu kirlenmiş dünyada, beni ayakta tutacak bir gücüm olamazdı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder