7 Mayıs 2015 Perşembe

İNCİR REÇELİ

İncir Reçeli… Önce sinema perdelerinde oynamıştı, sonra kalplerimizin ekranında… Herkesin farklı bir acısı, yarası, hikâyesi var. Derinden sarsılmayan kimse yok ki… İzledikleri, kimisine kaybedilmiş bir aşkı hatırlatır, kimisine kalabalık ve bereketli sofraları kimisine de bana olduğu gibi, yaşlı bir kadını…
Mutfağı çok sevmezdi. Çeşit çeşit yemekler de pişirmezdi. Ama yaptığını en alâsından yapardı. İncir reçelini mesela…
İncir mevsimi yaklaşırken her bahar esintisi, duygulanma sebebi, hatırlama bahanesi oluyor bana; hayattaki her şeyde olduğu gibi.
Her sene yaz yaklaşırken eve biraz incir alınırdı. Kahvaltılara çıkarılmak üzere pişirip cam kâselere döküverirdi. Onun çok da istekli olmayan dokunuşlarından biriydi işte. Mutfağa sabah güneşinin vuruşu gözümün önünden gitmiyor bir türlü. Sarı badanalı duvarlar, eski ahşap dolaplar, sade ve düzenli raflar vardı. Bir de jölemsi şeffaf yeşili ve ferah kokusuyla az şekerli incir reçeli...
Kendince severdi beni. Menfaatiyle rahatının kaçtığı noktaya kadar… Fiziksel şiddet gösterişi, ağzıma karabiber sürmekle sınırlı kalmıştı. Ayıp konuştuğumuzda öyle yapılırdı, biz küçükken.
Duyguları kendi içine de sığmıyordu ki, bana izah edebilsin. Güzel kadındı Allah için. Huyu biraz ekşimsiydi yalnız. Ruhu bulantılı, sözleri belirsiz, bakışları kararsız. Kendisinden çalınmaya yüz tutmuş bir hayatı vardı işte, tüm kadınlar gibi…
Yine de hep iyi yanlarına sarılmak isterdim. Benim ona alışmamdan çok korkarmış. Biz bencilce sevgilere alışmışız ya hep, tuhaf gelirdi bu yüzden.
“Annesinden sonra bir de beni kaybedince üzülmesin çocuk” dermiş. Kendince bir düşünceli olma şekli bu. Geleneksel kadınlarda pek görülmeyen. Zaten o biraz prenseslere benzerdi, geleneksel olmak bir yana dursun…
Yaşlandıkça pamuklaştı o da tüm insanlar gibi. Yaşlandıkça unutkanlaştı, küçüldü. O yaşamdan silinmeye başlarken ben hep yeni adımlarıma ve geleceğime tutunmaya çalıştım. Çünkü ona da hiçbir zaman tam anlamıyla güvenemedim. Herkes sadece “elinden gelenin en iyisini” yapabilir sizin için. O da sadece bu kadarıydı. Teninin kokusuna alışmama pek izin vermezdi. Tabi, “anne” bambaşka bir şeydi…
Anne eli değmiş mutfakların, sofraların timsali, kadın duygusunu yansıtır hep pişirdiklerine… Ahım şahım olmasa da kadının şefkati geçmiştir işte çiğnediklerimize…
Mutfağa sinmiş incir reçeli kokusu hep onu hatırlattığından mıdır yoksa onu hala çok özlediğimden mi bilmiyorum; her sene çingenelerin tek tek ayıkladığı o minik incirlerden azar azar alıp pişiririm. Ocakta incirler kaynadıkça eve yayılan incir kokusunun içinde o güzel yaşlı kadın da içeriye dolar sanki. Gözlerimi kapayınca kokuyu içime çeker, o eski mutfağı anımsarım. Beyaz saçları, tanımsız gülümseyişi ve ağır yürüyüşüyle gelir yanıma, durur karşımda. Bu sefer öyle huzurlu, sevecen ve kendiyle barışık ki… Demek ki dünya hayatı zormuş onun için, şimdi ise cennette…
Bütün yaşadıklarımızı o an ile değiştiririm hafızamda. Sanki hep çok mutlu olmuşuz ve iyi anlaşmışız gibi… “Ahir zamanımda doğurdum seni” deyişini hatırlarım sevgiyle… Bunu becerebilmek için çok çabaladım yalnız, uzun yıllarca…
Bazen rüyadan uyanınca, “acaba yaşıyor mu gerçekten” derim. Sonra dünya hatırlatır kendini keskin gerçekleriyle…
Seslerle görüntüler kaydediliyor ama kokular saklanamıyor. Sadece hafızamızda kalıyorlar.
İşte o yüzden bizi büyütenin nasıl biri olduğuna bakmadan seviyoruz onu.
Sevgi iyiliğe göre olmuyor.
Şefkat, olmasa bile var gibi görünen bir duygu…
Sıcaklığı, tavırlar soğukken bile arayabiliyoruz.
Çocuklarımıza olabildiğince iyi hatıralar bırakmaya çalışalım. Elden gelenin en iyisini yapmaya.
Kokuyu unutmayacaklar. Evde olanlar onları acıtsa da bizi sevecekler.
Ama unutamayacaklar.
Yaşamlarının her alanında karşılarına çıkacak.
Ya travmalar oluşacak ya da huzur, onların beyninde.
Çocuğa dokunuş, bizden gelen her şeydir.

* İncir Reçeli filmi sinemada oynadıktan sonra incir veya incir reçeli satışları artmış mıdır bilmiyorum. Ama benim yaşadığım yerde her zaman satış biraz yüksek olacaktır. Onun anısına, özlemle…


1 yorum:

  1. Güzel bir anneler günü yazısı olmuş, kutlarım. Anneciğinize Allah rahmet eylesin ve mekanı cennet olsun. O şimdi kızıyla gurur duyuyordur...

    YanıtlaSil