Biz o kanlı günleri yaşamadık. Acı görmeden, feda etmeden, yaşarken
ölmeden soluduk hep bu memleketin toprağını… İçli ve acılı hikâyelerini
dinledik, okuduk. Yaşamadık… Mış gibi yapsak da, ödenemeyecek olan bir hak var
ortada. Özgürlük, bayrak ve nefes var. 89 yıl önce hiç biri yoktu…
Minnet, teşekkür ve onları anmak yetmez. Bu uğurda ölsek, yetmez.
Bağırsak, haykırsak, zaman geri gelmez. Ama UNUTMAK, belki de en kötüsüdür.
Bugün hep birlikte hatırladık. Ayrı ve farklı yanlarımızı, kavga
dövüşlerimizi, kaprislerle hırslarımızı bir yana bırakarak TEK YÜREK olduk.
Kılıç olduk, kestik endişeleri…
Kalkan olduk, geri teptik haksızlıkları…
Bir gök rengi hâkimken yüreklerimize, o renk ile baktık cumhuriyetimize.
Onun gözüyle… Aslında baktığımızı sandık; çünkü biz onun yaşadıklarını
yaşamadık. Onun kadar cesur, korkusuz, ileri görüşlü ve akıllı olamadık. Ama
AYNI KANI taşıdık. Yine aynı kanı taşıyanların ona ettiği lanetlere inanamadan; kulaklarımızı tıkarken, yüreğimizi açtık!
Coşkunun kılıflık etmeye razı geldiği bir ezilmişliği perdelemeye
çalışırken, aslında hiç ezilmemiş olduğumuzu kanıtladık.
Bugün kutsal bir gündü… Her şeye rağmen bunu haykırdık. Aslında bunu
onlar da biliyor. Bunu herkes biliyor.
Gözümüz, kulağımız, tenimiz, elimiz, ayağımız, kırmızı üstüne beyaz renge
bulandı bugün. Bir hilal ile yıldızın süslediği canlardık. Canımızdan olmadan,
kendimizden geçmeden ve hayatımızı feda etmeden buradaydık. Daha önce
etmişlerdi, unutmadık…
İnsan gibi yaşamaya layık görüldüğümüzü ve asil bir soydan geldiğimizi
hissederek coştuk belki… Ayaklanmadık, saldırmadık, zarar vermedik. Çünkü
gerçek sevgide bunlara gerek yoktur.
Sevdik Atamızı,
Sevdik toprağımızı,
Sevdik bayrağımızı,
Sevdik insanımızı.
Öptük de başımızın üstüne koyduk.
Ama bu günleri yaşamamızı yıllar önce sağlayanlar, bu kadar şiirsel
yaşamamışlardı vatan gerçeğini…
UNUTMADIK…
Kollarımda müthiş bir sızıyla yazıyorum bunları… Bayrağımı göklere
yaklaştırmak için var gücümle sallamaktan yorgun düşmüş ellerimle…
İnsanımla, dostumla, kardeşimle bir arada bugünü kutlamaktan coşkulu ve
onurlu yazıyorum.
Kardeşliğimizi, varlığımızı, birliğimizi, minnetimizi ve hürriyetimizi
korumamız yolunda yalvaran dualarımızı kabul eyler SONSUZ GÜÇ…
Neden mi?
Onu herkes kendisine sormalı…
Toprağımızın kana bulanmadığı günlerde bayrağımızı sallayabildiğimiz için
şükretmeli…
Ve hep mavi üstünde kırmızı, kırmızı üstüne beyaz olmalı rengimiz.
Özgürlük, bayrak ve biz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder