29 Ekim 2012 Pazartesi

KANLI GÜNLERİ YAŞAMADAN


Biz o kanlı günleri yaşamadık. Acı görmeden, feda etmeden, yaşarken ölmeden soluduk hep bu memleketin toprağını… İçli ve acılı hikâyelerini dinledik, okuduk. Yaşamadık… Mış gibi yapsak da, ödenemeyecek olan bir hak var ortada. Özgürlük, bayrak ve nefes var. 89 yıl önce hiç biri yoktu…
Minnet, teşekkür ve onları anmak yetmez. Bu uğurda ölsek, yetmez. Bağırsak, haykırsak, zaman geri gelmez. Ama UNUTMAK, belki de en kötüsüdür.
Bugün hep birlikte hatırladık. Ayrı ve farklı yanlarımızı, kavga dövüşlerimizi, kaprislerle hırslarımızı bir yana bırakarak TEK YÜREK olduk.
Kılıç olduk, kestik endişeleri…
Kalkan olduk, geri teptik haksızlıkları…
Asker olduk, bağrımıza bastığımıza inanarak taşıdık hakkımızı, hürriyetimizi, inancımızı…
Bir gök rengi hâkimken yüreklerimize, o renk ile baktık cumhuriyetimize. Onun gözüyle… Aslında baktığımızı sandık; çünkü biz onun yaşadıklarını yaşamadık. Onun kadar cesur, korkusuz, ileri görüşlü ve akıllı olamadık. Ama AYNI KANI taşıdık. Yine aynı kanı taşıyanların ona ettiği lanetlere inanamadan; kulaklarımızı tıkarken, yüreğimizi açtık!
Coşkunun kılıflık etmeye razı geldiği bir ezilmişliği perdelemeye çalışırken, aslında hiç ezilmemiş olduğumuzu kanıtladık.
Bugün kutsal bir gündü… Her şeye rağmen bunu haykırdık. Aslında bunu onlar da biliyor. Bunu herkes biliyor.
Gözümüz, kulağımız, tenimiz, elimiz, ayağımız, kırmızı üstüne beyaz renge bulandı bugün. Bir hilal ile yıldızın süslediği canlardık. Canımızdan olmadan, kendimizden geçmeden ve hayatımızı feda etmeden buradaydık. Daha önce etmişlerdi, unutmadık…
İnsan gibi yaşamaya layık görüldüğümüzü ve asil bir soydan geldiğimizi hissederek coştuk belki… Ayaklanmadık, saldırmadık, zarar vermedik. Çünkü gerçek sevgide bunlara gerek yoktur.
Sevdik Atamızı,
Sevdik toprağımızı,
Sevdik bayrağımızı,
Sevdik insanımızı.
Öptük de başımızın üstüne koyduk.
Ama bu günleri yaşamamızı yıllar önce sağlayanlar, bu kadar şiirsel yaşamamışlardı vatan gerçeğini…
Onlar vazgeçmişlerdi her nimetten, biz yaşayalım diye buralarda…
UNUTMADIK…
Kollarımda müthiş bir sızıyla yazıyorum bunları… Bayrağımı göklere yaklaştırmak için var gücümle sallamaktan yorgun düşmüş ellerimle…
İnsanımla, dostumla, kardeşimle bir arada bugünü kutlamaktan coşkulu ve onurlu yazıyorum.
Kardeşliğimizi, varlığımızı, birliğimizi, minnetimizi ve hürriyetimizi korumamız yolunda yalvaran dualarımızı kabul eyler SONSUZ GÜÇ…
Neden mi?
Onu herkes kendisine sormalı…
Toprağımızın kana bulanmadığı günlerde bayrağımızı sallayabildiğimiz için şükretmeli…
Ve hep mavi üstünde kırmızı, kırmızı üstüne beyaz olmalı rengimiz.
Özgürlük, bayrak ve biz.
   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder