Havada kar kokusu var. Gökyüzündeki griliklerin arkasından görmeye
çalıştığımız mavilikler gibi şimdi umutlarımız. Her an belirebilmesi
ihtimaliyle güçlü ve ayaktayız. Kar yağınca temizledikleri bir başka oluyor.
Geç oluyor, güç oluyor, nadiren ve beklenmedik anlarda seriliyor kirlenmiş
kentlerimizin üzerine, tıpkı pisliğine kan bulaşmış gündemin ağır kokusunu
gideren bir oksijen dalgasının ansızın üzerimizi sarıvermesi gibi…
Güzel bakmazsak nasıl güzel görebiliriz; güzel görmezsek güzele nasıl
çevirebiliriz içinde bulunmaktan yorulduğumuz karanlıkları? Havada umut kokusu
var, tıpkı şafak sökmek üzereyken ansızın turuncuya dönen karanlık ufuklar
gibi…
Herkesin beklentisi var işte şu çivisi çıkmış dünyadan. Bir uyanış,
diriliş, toparlanış ya da kökten değişim lazım, ayırt etmeksizin hepimize.
Yağmur olup yağsa çözümler dertlere, şimşek olup çaksa cezalar, kötülükten
görünmeyen sahte ruhlara… Dualarımız hiç durmuyor artık, canımız hep yanıyor
ama çareler karın yumuşacık dökülüşü gibi saydam ve incecik olacak… Öyle bir
sarmalayacak ki evreni, hem şaşkınlık hem sevinç hem de eğlence bir arada
gelecek, tıpkı karın her şeyi unutturuşu gibi…
Akşam nasıl da sıkılıyor, öfkeden kuduruyordum. Bir densize haddine
bildirememenin dolmuşluğuyla köpürüyordum. Yerime sığamadan sakinleşmenin
yolunu arıyordum. Sonra düşündüm ki haddinin bildirilmesi gereken çok daha
büyük canavarlar var.
Hem öfkemi haklı bulan, desteğini esirgemeyen kardeşlerim güç verince
bana, silkelendim. Neden mi? Çünkü sorunlar her zaman olacak ama insanı anlayan
ve hak verenlerin yanı başında olması büyük bir zenginliktir. Yalnız değilim
dedim kendime, çağımızın sözde kalabalıklarının içinde hapsolmuş yalnızlıkları
düşününce başka bir yöne baktım. İçim açıldı ve şükrettim. Derken havanın
dirilten serinliğini çektim içime…
Havada aşk kokusu var, alıyor musunuz siz de benim gibi? Yürekleri kıpır
kıpır ettiren değişimler mevcut her yerde… Kabul etmesi zaman alır ama
insanları birbirine en çok bağlayan büyük acılardır. İşler güllük gülistanlık
olmadan önce büyük duyguları paylaştık hararetle. Bu nedenle elde ettiğimiz
barış çok daha anlamlı olacak ve umarım bir o kadar da kalıcı…
Unutulan tutkuları hatırladık hep son zamanlarda, birbirimize yabancıyken
yeniden yaklaştık ve sıkıca sarılmanın sıcaklığıyla ısındık, buz gibi kararlar
karşısında… Yolumuz birleşti, kanımız, canımız ve amacımız da öyle…
Havada aşk kokusu var, kış uykuları bitti artık… Yerle bir olduk ama
düzelmesi pek yakın. Gelecek aydınlanacak birbirimizi anladıkça, sevdikçe,
kabullendikçe… Hoş gelecek Aralık, Ocak, Şubat, Mart; hoş gelecek yeni yıl,
umulmadık sürprizlerle kapıda bekliyor zaman. Kutlamalar yapacağız kırk gün
kırk gece, tıpkı eğlenmekten bıkmayan masum çocuklar gibi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder