23 Temmuz 2011 Cumartesi

ÇOK GEÇ OLMADAN

Üzülmeye ne zaman dur diyebilirsiniz? Her zaman… Ama bunu yapmak gerektiğini anlamak için bir şeyleri kaybettiğinizi görmeniz gerekir çoğu zaman. Ve üzülmeye değmeyecek şeyler uğruna sizin için değerli olanları kaybettiğinizi görmek en üzücüsüdür.
Üzüle üzüle kangrenleştirdiğiniz durumların alışkanlığı sarar dört bir yanınızı. Hem de yıllarca… Sonra bir de bakarsınız ki yaşınız ilerlemeye devam etmiş. Üzülmüşsüzünüz, ağlamışsınız, yırtınmışsınız dinlemeden. Acımadan ilerlemiş yıllar ve yaşlar. Peki değmiş mi? Hayır… Elde var sıfıra sıfır ve hatta sıfıra karşılık eksiler. Eksikler…
Eksilen maddi bir şeylerse yine şanslısınız. Onlar yerine konabilecek şeylerdir zor da olsa. Ya da olmasa bile olabilecek şeylerdir. Ama giden bedeninizden bir parçaysa eğer… Üzülmenin, acımanın ve acındırmanın hücrelerinize işleyen enerjisi sizi yavaş yavaş çürütmeye başladıysa içten içe… Sinsice ve hiç bozulmayacakmış gibi bir örtüyle kaplanarak renginin kararmasını sizden gizlediyse… Olmadık yerlerde ve zamanlarda ortaya çıkmak üzere beklemedeyse… İşte o zaman yazık olmuş demektir.
Ömrünüze, elinizdekilere avucunuzdakilere, sevdiklerinize ya da gerektiği gibi sevmediklerinize, her şeye… Yazık olmuş demektir. Ümit edin ki sağlam bir şeyler kalmış olsun geriye. Yoksa buraya gelişiniz bir misafirlikten öteye gidemeden burayı terk edersiniz. Oysa burada bu dünyada keşfedilecek ve tadılacak o kadar çok güzel şey var ki…
Polyannacılık oynamak değil kast ettiğim. Hayat dedikleri gibi üzülmeye değmeyecek kadar kısa ve zenginliklerle dolu. Eğer acı ve darlık içindeyseniz bir şeyler yapması gereken yine sizsiniz. Üzülmek, faydası olmayan ve zararı büyük acılarla size geri dönecek olan bir eylem. Hücrelerimin bana vermeye başladığı sinyaller hiç de hoş değilken fark ettim bunu. Umarım geç değildir. İnanıyorum hiçbir şey için geç olmadığına. İnanmak istiyorum… Siz de isteyin.
Melis Danişmend’in söylediği “Üzülmek İçin Çok Geç” adlı şarkıyı dinleyin. Ama iç geçirmeden ve efkârlanmadan. Sadece düşünün dinlerken. Sonra hesaplaşmanızı yapıp yeni bir sayfa açın. Çok geç olmadan… Böylece şarkının sanatsal başarısına odaklanmak dışında bir kazancınız olmadan onu dinlemenin keyfine varın. Sadece piyano eşliğinde bir sesin ne kadar kuvvetle kendini gösterebildiğini hayranlıkla keşfedin. Sanata ve sanatçıya teşekkür edin. Hem eksiklerimizi fark ettirdikleri hem de onları tamamlamamıza yardım ettikleri için…
Yok, çürümeye devam etmeye kararlıysanız, bundan rahatsızlık duymuyor, ruhen ve bedenen sizi sarmış olan hastalıklarınıza sıkı sıkıya sarınmaya devam etmeyi seçiyorsanız… Size bahşedilmiş olan nimetlerden ve sunulan şanslardan daha denemeden vazgeçiyorsanız o zaman bırakın sizin gibi düşünmeyenler sağlığına kavuşsun. İyileşmek isteyenler iyileşsin izin verin de. Ya bu deveyi güdün ya da bu diyardan gidin. Daha fazla acımadan ve acıtmadan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder