Zamansız giden kadın, gittiği yerden yönetebilir mi kaderimizi?
İsmi engin, kendi derin, duru tenli, şeffaf ruhlu, kaderi dondurulmuş
bir varlık olarak biliriz onu. Çözülmesi kime bağlı? Çözülmesi neye bağlı? Tekâmülüne
teslim olmuş - hatta sıkıştırılmış - eşsiz benzersiz kadın… Sen masallara
aitsin… Ve ben senin bir parçan olduğum için ne kadar şanslıyım. Kimi tanıyarak
sevmiş seni kimi de tanıyamadan.
Senin güzelliğinde tutuklu kalmamak ne mümkün?
Ulaşılamayanlar unutulamayanlardır.
Ve hiçbirimiz doyamadık, doya doya dokunamadık sana…
Saat gece yarısını vurmuş da araba balkabağına dönüşmüş, sen ise
sonsuzluğa…
Yuvayı yapan, çatlakları onaran, cömertçe merhametler dağıtan kadınlığına
minnetler yağsın… Hakkına rahmet, özlemine eziyet, yokluğuna küfürler savrulsun…
Yokluğun, daha çok var olabilmen demek sanki…
Buraya uzanan ellerine bakılırsa…
Hikmetin ebedi…
Yüceliğin güzelliğinden değil, güzelliğin yüceliğinden…
Hiç şımaramadım ben sana. Beni benden çok düşünüşüne şaşkınım, hayranım.
Hep tam da zamanında yardımcılar gönderişin, hassasiyetinden olsa gerek.
Kalbinin temizliği, bu dünyaya ait olmayışın, kurban rollerini oynamaktan
yorulmaman ve kontrolün dışında çekilip alınman hayırlara alamet olsun. Seni
özleyişim hayırlara vesile olsun.
Yolladığın meleklerden birinin seni anarken akan gözyaşlarına küçük bir
teselli olan varlığım, yerini buluyor gibi. Bunun, bir ömrü yaklaşık olarak
ortaladıktan sonra olması da ilginç, oldukça manidar...
Çok uzun eziyetlerdi, bildiğin gibi değil.
Taşlar yerine oturmaya başladıkça yorgunluklar azalmasa da tatlılaşırmış.
Acılı yüreklere yoğun bir ağırlık çöküyor oysa, hafiflemek istedikçe.
Bana eski bir parçanı, belki bir hatıranı, bir hayranını yollayışında geniş anlamlar arıyorum. Bulmam gecikmiyor… Seni özleyişimiz ortak, bununla baş etme
şeklimiz farklı sadece…
Bendeki izlerinin ona ne anlattığını bilemiyorum ama benden en az senin
kadar ümitli.
Bir akşam vakti, sihirli soru geliyor işte…
“Zirveye hazır mısın?”
Yoklama ağzıyla soruluşu umurumda değil. Ben cevabı adım gibi biliyorum.
Kendimi daha da çok biliyorum artık.
“Ben zirveye doğuştan hazırım.”
Çünkü ben senin devamınım, güzel kadın.
Bastırılmış olması, saklayamaz meziyetlerini. Su, yolunu bulmaz mı? Senle
ben duygusal derinlikli sulardan var edilmedik mi nasıl olsa?
Sen adın gibi engin, ben adım gibi şeffaf. Biz birlikte çok şeyiz be
güzel kadın.
Umulmaz, beklenmez bir SEN varmış BENDE saklı…
İyi ki çokça sana benzemişim.
Yara sarmak, kendime dönmek, kimliğime sarılmak bir ömür sürüyor
sensizken…
Hiç yas tutmadım senin için. Daima merhametli ama güçlü kaldım.
Ben hep zirve kadınıydım.
Yukarılarda yerim hazırken, gözlerim bağlanmış olduğu için bir şey
göremiyordum önceden.
Kimseleri suçlamadım, intikam duygusunu hiç taşımadım.
Hep kendime doğru kaçtım ben. Özümün olduğu yerde ise hep ödüller hep
yükseklikler varmış. İşte bu yüzden hep kara kara eller bana uzanmış, arkamdan
yakalamış, dizlerim parçalana parçalana ilerlemişim hepsine rağmen.
Cesaret benim diğer adımmış.
Yolladığın meleklere verilmiş yanıtlarım, anlatır beni sana.
BEN, yaratılıştan SENİ tamamlayanım.
Senin adımlarının sayısı yetmedi üst basamaklara. Süren yetmedi işte…
Korkma ben senin yerine tırmanırım. Ben seni ruhumda taşıyanım.
Yankılarını duyduğum ses hep tek bir kaynaktanmış zaten,
Zirveden.
Kazası kılınmayan aşklar vardır. Sevgili Berrak, yazının içinde dolandım durdum. Çok buldum bu defa unutulamayanı;) Yazın her zamanki gibi zekice. Anneciğin şimdi daha mutludur. Buna yürekten inanıyorum. Meleklerini esirgemesin ve beklesin. O ve Onlar sadece ona gelecekler. Hasret vuslata dönecek. Teşekkürler Berrak. Zirvede görüşmek üzere;)
YanıtlaSilKazası kılınmayan aşklar vardır. Sevgili Berrak, yazının içinde dolandım durdum. Çok buldum bu defa unutulamayanı;) Yazın her zamanki gibi zekice. Anneciğin şimdi daha mutludur. Buna yürekten inanıyorum. Meleklerini esirgemesin ve beklesin. O ve Onlar sadece ona gelecekler. Hasret vuslata dönecek. Teşekkürler Berrak. Zirvede görüşmek üzere;)
YanıtlaSil