25 Ekim 2011 Salı

ÖFKELERİ SÜPÜRMEK

Yıllar önce bir dostum küçük bir kâğıda bir söz yazıp bana vermişti. Ben de o kâğıdı en çok kullandığım defterin en ön sayfasına yapıştırıp saklamıştım. Gözümün önünde olsun ve sık sık hatırlayayım diye… Çok önemli mesajlar içeriyordu ve bana kalırsa çok da rahatlatıyordu insanı. Hem de her okuyuşta… Her tekrarda… Ne yazıyordu biliyor musunuz?

21 Ekim 2011 Cuma

SİZ AYDINLANDIKÇA AYDINLANAN

Bir söz söylersiniz, hayatınız değişir. Başka bir söz söylersiniz, kendinize hayran bırakırsınız. Bazı sözleriniz güldürür bazıları düşündürür, bazıları her ikisini de yaptırır.  Bir söz söylersiniz, yanlış anlaşılırsınız. Ve yazdıklarınız için de geçerli bu... Söylenenlerin ya da yazılanların, her şahsiyet tarafından farklı algılanabileceğine hazır olmak ve bunu kabul etmek, zorlanmadan yaptığım bir şeydi. Ama bu kadar da farklı bir noktadan algılanabileceği hiç aklıma gelmemişti. En son burada yayınladığım kıskanma ile ilgili yazının, eşimi düşünerek yazdığımın düşünüleceği aklımın ucundan bile geçmemişti…

18 Ekim 2011 Salı

KARANLIĞIN İÇİNDEN BİR ÇİFT GÖZ

Hesapta olmayan bir yaşantı, hâlihazırdaki tüm fikirleri çalkalayabilir. Bambaşka bir nedenle o gün orada yer alırsınız ve amaçlarınızı gerçekleştirirsiniz. Evdeki hesap, o ortama girince çoktan kabarmıştır. Nereden nereye diye düşünedurun, etrafınızda olan bitene anlam veremez halde bulursunuz kendinizi. Sonra biraz uzaktan izleyip biraz da akışa bırakırsınız kendinizi. Kalabalığın ve hesapsızlığın içine karışırsınız. İşte tam da o sırada bir çift göz karanlığın içinden sizi sinsice izlemeye koyulmuştur…

11 Ekim 2011 Salı

MUCİZENİZ SUNUMA HAZIR

Nereden hangi sürprizin çıkacağını bilmediğimiz bir sarmaldayız. Bazen kötüymüş gibi görünen, bazen iyiymiş gibi görünen kötüler de var, kabul… Fakat ilk bakışta can sıkıcı görünen durumlara küsmek de neyin nesi? Bozulmak, küsmek ve sırt çevirmek kime ne fayda getirmiş ki… Sonuçta doğumumuz da sancı ve acılarla başlayıp müthiş hediyesiyle sonlanan bir olay değil miydi?

4 Ekim 2011 Salı

PERFECT SENSE

Karanlık… Her şeyin başı değil miydi ve de her şeyin sonu olmayacak mı? Yaşamın, kavgaların, duyguların ve dünyanın… Mücadele nerede başlamıştı ki zaten? Karanlıkta ve yalnızlıkta başlamıştı galiba… Henüz doğmadan… Tekmeler atmak, var olmak içindi. Kimseye zarar vermek için değil… Ama sonra ne oldu da tekmeler, tokatlar ve yumruklar başkalarının yüzüne doğru savrulmaya başladı?